Hayatın aldatıcı gerçekleri canımı yakıyor.Ne kadar acı,hayat bile bizi aldatıyor..Herkez herşey maske takmış.Yüzlerini göremiyorum hiç birinin.Her yer çok karanlık.Görmüyor gözlerim hiç bir şeyi.Uzatıyorum ellerimi boşluğa kimse,hiç kimse yok.Boşluğu hissediyorum avuçlarımda,parmak aralarımda.Boğazım düğüm,çıkmıyor bir desibel sesim.Haykırıyorum,deli gibi.Duymuyor kimse sesimi.Boğuk boğuk sesler geliyor uzaklardan.Tanımıyor kulaklarım hiç birini.Tam da şu anda çırpınıyor avuçlarımda gökyüzü.
Gökyüzü kayboluyor,hayat ölü.
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...