''Sana bir daha sarılamayacağım, öpemeyeceğim, elini tutamayacağım gerçeğini çoktan kabul ettim ama geriye bir şey kalmadı sanma, olduğun gibi duruyorsun bende. İnanır mısın, olmayışın seni hiç eksiltmedi. Arttırdı hatta.Örneğin, sırf sen seviyorsun diye yaptığımız ne varsa, devam ediyorum ben varmışsın gibi. Yokluğunu kendime bile belli etmiyorum. Korkuyorum, korkuyorum çünkü buna ne kadar devam edebilirim bilmiyorum. Şimdilik, kimseyi sevemedim, ya seversem.? Bunu düşünmek beni endişelendiriyor.Sana mı kızmalıyım bitirdin diye, senden nefret mi etmeliyim tutunamadım diye..Korkuyorum, bilmiyorum..
Sadece korkuyorum..
Bir gülüşte ne vardır en fazla..
Seninkinde çocuk parkları, enteresan espriler..
Mezuniyet haberleri, zengin olma hayalleri var..
Bir çocuk annesine koşuyor yanağında.
Bir martı kanat çırpıyor.
Bir uçak pistten erken havalanıyor..
Diyarbakır'a starbucks geliyor..
Bir gülüşte ne vardır en fazla..
Kanser olmuş bir hasta dudağının kenarında hayatla dalga geçiyor.. Nasıl saklayayım sevdiğimi..
sığmıyor içime bile..Herşey oldu bittiye geldi, bi sen gelmedin.. Öpüyorum gülüşünden. solyanımın sızısına''
"Gözlerin, bir tablo gibi bayım. Karşısında hastalıklı gözlerimin durması, nasıl da olanaksız.
Bazı hikayeler yarımdır. İster dönüp defalarca okumaya kalk, ister devamını yazmaya çalış. Ama unutma hikayenin sonu hep aynı bitecek ve hiçbir mürekkep kalıcı olmayacaktır.