Bugün günlerden "Başlangıç". Yeni bir güne,yeni bir okula,yeni bir eve,yeni arkadaşlara kısacası yeni bir hayata. Hayatı bunlarla kısıtlamak ne kadar basit,kolay ve saçma değil mi? Oysa ki konuşmaya bir başlasan,içini bir döksen neler var...
insanlar,günlük tutar, zehrini,öfkesini,mutluluğunu paylaşmak için. Kimisi rahatlar ve defter bitince atar,kimisi yazdıkça nefretini büyütür,daha fazlasını ister. Yakar,yıkar... En son arkasına bakar, ben ne yaptım diye,şok olur çünkü her şeyi kendine yapmıştır,yaktığı,yıktığı kalplerin arasında bir tek onları hurda değil kendisini de hurda çıkarmıştır. Pişman olur ama son pişmanlık fayda etmez artık o toz bulutunun ardında yıkık dökük binlercesini bırakmıştır. işte o yüzden yazmıyorum.Günlüğe yazmaya kalksam sayfalar alır,yetmez,okudukça küllenir. İşte o yüzden hep gülüyorum,o yüzden çok konuşuyorum ben...
Ben yazarak onlara bir defterin içine hapsetmeye layık görmüyorum,arada bir resim yaparak paylaşmayı seviyorum.Gülüyorum çünkü herkes somurtur,herkes serttir ama gülmek o kadar zordur ki yaşadığın her şeye rağmen. Hiç yıkılmayacağını sanarak yaşamak bir aptallık. İşte ben de zamanla o aptallığı tattım ve yıkılacağım güne kadar savaşacağım.Benim kitabımda ağlamak yok yıkılana kadar ! Merak ediyorsunuz değil mi ben kimim?
Ben, TAMAY YILMAZ'IM. 18 yaşında son sınıf lise öğrencisiyim. Mimar bir abiye sahibim. Babam nasıl olduğunu bilmediğim bir gerçekle öldü. Ve bu belirsizlik canımı çok yakıyor.
Eda en yakın arkadaşı Sena'ya mesaj atmak isterken kendini ünlü futbolcuya mesaj atarken bulur. Kime yazdığının farkında değildir üstelik.
Siz: Gerizekalı olduğun için.
Siz: İnsanı fonksiyonlardan bihaber yaşadığın için yiyorsun o ayvaları.
Siz: Bir insan evladı bak tekrarlıyorum bir insan evladı nasıl olurda kendi numarasını yanlış ezberleyip bir de bunu üstün bir özgüven ile kaydeder?
Siz: Ama suç benim. Ben ne halta gruptan otomatik kaydetmeyip sana gel numaranı yaz dedim ki? Malım ben.