Kerem Aras;
Müzik ile ilgilenen bendim, müzik olan ise O.
Ben müzik yaparak huzur bulurdum, şimdi ise huzuru izliyordum.
Notalar parmaklarımın arasındaki tuşlardan dökülüp ortamın kuru havasını ısıtırken karşımdaki bedenin tutkuyla dans edişini izledim. Müziğimin onun ruhunu şekillendirmesini izledim. Ben müziğimle onun ruhunu besliyordum, O ise ruhu beslendikçe bedenini şekillendiriyor, ortaya nefes kesici bir manzara sunuyordu. Ritim her yerdeydi; ritim O'ydu, tutku O'ydu. Ben ise onu ruhuyla buluşturan bir aracıydım.
Parmaklarım piyanonun tuşlarında dolanmaya devam ederken O ruhu hissettim. Ben tutkuyu piyanonun tuşları arasından çıkan melodide buluyordum, o ise tutkuyla dans ediyordu. Ben ruhumu tuşlarda canlandırarak müzik oluşturdum, O da bu müziğe sarıldı. Müzik tekrar ve tekrar ruhunu besleyerek bedenine dökülürken ortama yansıttığı büyüleyici dansı sadece izlemedim, içimdeki sıcaklığını hissettim. O, müziğe sarılarak dans ederken sarıldığı şey müzik olan bendim.
Müzik bendim ve ritim de O.
Ablasının patronuyla evlenmesi sonucu, ablasıyla yaşayan 17 yaşındaki Zeynep, bir yandan ablasının 20 yaşındaki üvey oğlu poyraz'la, bir yandan da yeni okulunda uğradığı zorbalıklarla uğraşmak zorunda kalır.