İlkbaharın başlangıcı Nisan'dı.Çiçeklerin açtığı,kuşların cıvıldadığı sabah, kız çocuğu dünyaya gelmişti, gün yüzüne gözlerini açmıştı.Anne ve babası onun iyiliği için küçük yaşta yetimhaneye bırakmıştı.Her ne kadar zengin ailesi olsa bile,paranın yetemeyeceği neden vardı.Yetimhanede yaşamaya başladığı süre boyunca isim vermeleri gerekiyordu.Yetimhanenin müdürü o küçük kıza Nisan adı vermişti.Nisan,bolluk bereketlilik demekti.Nisan ayında doğdu,Nisan ayında pişmanlığı,aşkı,sevmeyi,nefreti öğrendi.Nisan ayında,aşık olduğu çocuğa seni seviyorum dedi.Nisan ayında,yüzüstü bırakıldı.O Nisan ayının mucize kızı.Nisan,sevdiği adamı bulmaya çalışarak, ilk defa güçlü bir kız olduğunu kanıtlayacak.Sevdiği adamı bulduktan sonra mutlu bir yaşam sürecekti.
***
"Bilirsin ki günahları yazan melek soldadır,kalbimde solda bu demek oluyor ki aşk yaşanılan en büyük günahtır."dediğimde yüzümü yüzüme yaklaştırdı.Elleriyle,bedenimi kendine çekti.Dudaklarımı dudaklarına yaklaştırdı, dudakları dudağıma dediğinde gözlerimi kapattım, geçmişin silinmiş olduğunu hayal ettim.Hayallerimi çalan adamı seviyordum.Aşk bu değil miydi onun yaptığı hatalar benim duygularımı değiştirmezdi.Gözlerimi açtığımda hayallerime hiç bir zaman yaklaşamayacağımı anladım.Sevdiğim adamı bulmuştum,bulmak yetmiyordu şimdi hayatımın ikinci filmi başlamıştı.
Aşk suçtu.
Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini.
Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın.
Aşk cellatı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi.
Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı?
İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine.
Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi.
O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı.
O Payidar'dı, sevdalanmıştı.
Ve sevda, onun ihanetiydi.