Arya Tallis Gürsoy, varlıklı bir ailenin tek kızıdır. Hayalleriyle yaşayan, kendi dünyasına yeni insanlar kabul etmekte zorlanan, aile bağları zayıf, ilk bakışta karakteri çözümlenemeyecek kadar karmaşık bir kız.
Özgüveni yüksek şımarık kız görüntüsü, insanları kişiliği konusunda yanılgıya düşürür. Ama onun istediği de budur.
Aslında hırçın ama duygusal, asi ama çocuk, çılgın ama mantıklı ve meraklı kişiliğini kendisi dahil herkesten saklamaktadır.
Lisenin son yılını geçirmek için ailesinin kararıyla taşındığı kendisine yabancı bir şehirde, daha önce hiç görmediği halasının gözetiminde kendi evinde yaşayacaktır.
Halasının sosyete merakıyla göndermek istediği yetenek akedemisiyle beraber bütün hayatı hiç olmadığı kadar güzel ama bir o kadar da tuhaf olacaktır. Yeni arkadaşlar, hiç tanışmadığı mutluluklar ve zorlu seçimler.
Bir yanda tehlikeli ve karşı konulmaz yeşil; öte yanda gizemli,asi ve bütün çekiciliğiyle gri.
Mantık ve duygunun çarpıcı savaşının ortasında kalmış bir kız.
"Bir daha yüksek sesle konuşma yok tamam mı?" Sesinde yumuşak bir tını vardı. Normalde ona göre olmayan bir sesti. Yutkunmamak için zor tutum kendimi.
"Niye ki?" Demeden edemedim. Merak ediyordum benim ondaki yerim neresiydi?
"Sesinin kısılmasını istemiyorum Akça." Şuan başka bir durumda olsak anında 'yaa' diye demeden edemezdim ama şuan gülümsemedim. Kızgındım ya ben ona.
"Niye?" Dedim tekrardan. Sinirlenmesini bekledim ama sakince soruma cevap verdi.
"Senin sesini duymam gerekiyor."
"Niye?" Sabır diler gibi başını iki yana salladı. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp gamzelerini göstererek gülümsedi.
"Sesin bana huzur veriyor."