ARAF ZAMANI
  • Reads 255,657
  • Votes 11,896
  • Parts 31
  • Reads 255,657
  • Votes 11,896
  • Parts 31
Complete, First published Jul 06, 2015
İyiliğin ve Kötülüğün İç İçe Geçtiği Hayatlar. 
Genç Bir Kızın Kendi Hayatıyla Mücadelesi.
Ölmüş Bir Adamın Büyük İntikamı.
Mecburi Alınan Kararlar. 
Ve Aşk İçinde Oynanan Büyük Bir Oyun.
☆
♧
☆
20 Ağustos 2015
All Rights Reserved
Sign up to add ARAF ZAMANI to your library and receive updates
or
#241zaman
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
43 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
CAM FANUS by LinaKarlina97
36 parts Complete
"Yapma, n'olur," dedi ve ben ilk defa onun birine yalvardığını gördüm. Ben onun gözlerinde ilk defa yaş gördüm, yüreğim dağlandı. "Olması gereken bu," kelimeleri çıktı lâl olmuş dilimden. Başını iki yana salladı. "Bu değil, bu olamaz," dedi. Kollarımdan sıkıca ama acıtmayacak şekilde kavradı. "Bizden vazgeçme, bırakma ellerimi!" "Tutamadım ki," diye fısıldadım. Tutturmadılar. "Gidelim," dedi bir ümitle. "Gidelim, nereye istersen oraya gelirim seninle. Yeter ki gitme benden," dedi. "Gelemedim ki," diye fısıldadım. Bırakmadılar. "Vazgeçme!" diye yakardı bana. "Senin için savaşmaya razıyım ama seninle savaşamam. Sana ihtiyacım var!" dedi. Seni azat ediyorum. Bana bir adım attı. Topuklu ayakkabı giydiğimde benden bir baş uzun olan adamın boyun girintisine son kez sokuldum. Ezberlediğim kokusunu son kez içime çektim doyasıya. Yutkunamadım, aldığım nefesi veremedim. Sıtma tutmuşçasına titrerken ısısına sığındım bencilce. "Yapamam," dedim. Geri çekildim, yüzüne baktım uzun uzun. "Güzel bir rüyaydı yaşananlar," dedim, sesim titremiyordu ama içinde depremler oluyordu. Feryat figan çırpınıyordu ruhum. Kendi ruhumu onun ruhunu kurtarmak için katlettim. "Hayır," dedi. İradesizlik yapıp kirli sakallı esmer yüzünü okşadım. "Her şey için teşekkür ederim," dedim. Gözlerinden süzülen yaşlar ellerimle buluştu. "Bırakma bizi," diye yalvardı. "Sensiz yaşamayı hatırlatma bana, sensiz yaşamak zorunda bırakma beni." "Kendine iyi bak," dedim ona. Kalbim sana emanet. Cehennemime kendi ayaklarımla giderken arkamda kalan adama içimden haykırdım. Çok seviyorum seni sevgilim, senden vazgeçecek kadar çok. Özür dilerim, senin kadar savaşçı olamadığım için, savaşmayı bilmediğim için. Özür dilerim, seni mutlu edemediğim renklerini soldurduğum için. Ben bizim için kendimi feda ederim, sen bizim için kalbimizi koru. Hoşça kal sevgilim, en sevgiliye emane
Senden Kalanlar Sûzidil  (II)  by sinemselay
30 parts Complete
Acılarımla yüzleşmeye ve onları benimsemeye başlamıştım artık, yitirdiğim sevgilim için yaktığım ağıtlarla ve geçip giden o güzel günlerle ayakta kalıyordum artık. Bunun bir sonu gelecek miydi bilmiyordum ama bu halde yaşanamayacak kadar ağırlaşmıştı her şey, biliyordum. Ben ayın yansıttığı bir ışıkken önüme kara bulutlar geçip beni yok etti koca gökyüzünde. O bulutlar kendi kirlilikleriyle beni geceye karıştırdıklarında her şeyimi kopardılar benden. En başta da hayatımı... Yaşamak büyük bir sorumlulukken omuzlarıma binen bu ağır yükle yaşamak daha da zordu bundan böyle. Bir şekilde yaşanacaktı elbet ama o şekil nasıl olacaktı orası bilinmezdi. Ben kendimi birine teslim etmiştim. Adı Ulaç'tı.Tanımıyordum ama ona gitmiştim, sevmiyordum ama onda huzur bulmuştum. Belki hayat onu da benim kalbime koyardı, bunun için çabalamıştım. Ama unuttuğum bir şey vardı. Hayat beni hiçbir zaman sevmemişti ve düzene sokmaya çalıştığım hayatımı her zaman bozmuştu. Yine öyle mi olacaktı acaba? Bu kurduğum hayatta da mı kendim kalacak, acılarımın kurbanı olacaktım ya da? Bir hayata çıkmıştım bundan böyle, onu unutmak istemiştim kalbimin yarası hala tazeyken. Silinen yüzü gibi sevdası da silinir miydi aklımdan bilmem ama artık biz iki cihanda bile bir araya gelmezdik. Zira biz birbirimize ait değildik... "O papatyalara bakamadım, tıpkı aşkıma bakamadığım gibi. Her ikisi de solup gitti ellerimde, ikisi de öyle narindi ki, korumadım onları. Benden gittiler; çok ama çok uzaklara gidip beni bir başıma bıraktılar. Sevdasız kaldım, acıyla sınandım, hislerime veda ettim, kalbimi bıraktım bilinmezliğe..."
You may also like
Slide 1 of 10
BUZDAN NEFRET cover
gay seks hikayeleri  cover
Kalbi Kor cover
 PAPATYA (Gerçek Aile) cover
SENDEN ÖNCE SENDEN SONRA (Tamamlandı) cover
GÜNCE | Gerçek Ailem cover
GECENİN İZİ cover
CAM FANUS cover
Senden Kalanlar Sûzidil  (II)  cover
BİR PARÇA MASAL 2 AŞK cover

BUZDAN NEFRET

12 parts Ongoing

Karşısındaki aynadan gelinliğine baktı. Kar gibi beyaz ve soğuk, diye geçirdi içinden. Sonra kendisine baktı. Sıradan bir gelin gibi görünse de değildi. Ne o sıradan bir gelindi ne de bu evlilik sıradan bir evlilikti. Peki evleneceği adam kimdi? Bir aşık. Hayır! Sevgi dolu bir eş. Hayır! Huzur, mutluluk? Hayır. Hayır. Hayır! Saf nefretti o adam. Kimsenin göremediği ruhunu, her gün biraz daha donduran; artık kimseye ait olmayan kalbini, yavaş yavaş nefretiyle buzlaştıran adamdı o. Kardan adam değil, buz adamdı o. Kolay erimeyecekti bu yüzden ve eridiği zaman artık çok geç olacaktı. Belki de buza çevirdiği kalbi, eridiği zaman buzlarla beraber yok olacaktı. Bu nefret ikisini de önce donduracak sonra yok edecekti. Kapak Tasarım: @CimenBarmaz