Aptallık etmiştim.Zaten sürekli bunu yapıyordum.Hatalarımdan ders çıkarmak yerine onları daha çok deşerek bir çeşit bağımlılık yaratıyordum.Sorun "doğru" insanlarda mı diye düşündüm.Belki de benim için fazla kusursuzdular.Benim,benim gibilere ihtiyacım vardı.Burası fazla renkliydi.Bu kadar güzelliğin içinde yüzümü saklamak istiyordum,utanıyordum.
Ve bir gün;
Kendimi,onlarda buldum.Herhangi bi fazlalıkları yoktu,eksikleri çoktu.Kalplerini yitirmiş insanlardı bunlar.Hayatı siyah yaşıyorlardı.Herkes duvara kafasını yaslamış bir noktaya boş boş bakıyordu.Başların ne gelirse gelsin;Ağlamak yoktu.Çünkü fazlasıyla alışmışlardı.
Ben onlardandım,Duygusuzlardandım ve benim yerim onların yanıydı.
"Her insanın kusuru vardır,bazıları onları saklamaya çalışır ve bu işi çok iyi yapar.Bazıları kusurlarının üstüne kusur katar.Ben onlardanım."
O kadar zıtlardı ki, biri kor iken diğeri serinleten bir içim su gibiydi.
İşin aslı da buydu zaten. Denge zıtlık gerektirirdi. Yanarsan denge bozulur, yakarsan tek kalırsın. Onu olduğu gibi bırak, avuçlarına dolsun. Seyre dur, sustuğun zamanların acısını o çıkartır.
**
Genç kız, ölen babasının hattını kapatsa dahi yazmaktan vazgeçecek gibi durmuyordu.
Tek tik çifte döndüğünde kader çizgisi onun için bir kez daha kırıldı.
☯
"Susma. Çünkü dudağının üstündeki o çukur derinleştiğinde istesen de konuşamayacaksın."