Her şey dengede bitiyor sanıyordum, aslında yanılıyormuşum. Asıl olay, hızlı düşünmekmiş. Çünkü biz ne kadar planlarsak planlayalım, gideceğimiz yolu ne kadar bilersek bilelim, karşımıza illa ki sürprizler çıkacaktır. Eğer hızlı düşünemezsek, o sürprizler bizim için çok da iyi olmayabilir.
Kısa bir süre önce parkurlara ilgi salmış biriyim. Adım Oğuzcan, ama Can denmesini tercih ediyorum. Evet, daha yeni olduğum için biraz amatör sayılırım. Ama öğrenme aşaması o kadar zevkli ve hızlı geçiyor ki... Tekrar geri dönüp o anları yaşamak istiyorum.
Çünkü inanın bana hayatta da böyle bu. Engelleri aşıp, amacına ulaştıktan sonra asla tatmin olmuyorsun ve bir sonraki engel için sabırsızlanıyorsun. Çünkü bu doğamızda var.
Rüzgara karşı koymak zorundasın. Bu durumda rüzgar senin düşmanın olacak fakat senin gücün hem onu hem de engelleri alt edebilir.
Belki de edemez, kim bilir?
Belki de kayıp düşüp, bütün hayatını mahvedeceksin. Belki de sıkılıp, çok geç olmadan bırakacaksın. Belki de... Bandanalı bir kız gelip senin tüm hayatını değiştirecek.
Kimse ne olacağını bilemez. İşte bu bilinmezlik durumu, işleri daha da ilgi çekici hale sokuyor. Çünkü her şeyi bilseydik, hızlı düşünmenin bir anlamı kalmazdı.
Bu yüzden bir karar verdim. Gözlerimi kapadım ve rüzgarı yüzümde hissettim. Ardından gözlerimi ona çevirip fısıldadım; "Bana şans dile!"
Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor"
Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın yanında. Alışık olduğum şeylerdi. Bir adamın sevmediğin halde her zerresini biliyorsanız buna bir bok denmezdi!
Kalın ve damarlı penisini çıkarıp birkaç defa okşadı. Bunu yaparken gözlerimin içine bakıyordu.
"Hazır mısın?"
Hazır mıyım? Ben çocuk doğurmaya hazır değilim. Ben anne olmaya hazır değilim. Lanet olası hapı yanıma almamıştım! Ayrıca aklıma nereden gelebilirdi ki dağ başında kocamla sevişeceğimiz?
Erkekliğini girişime yerleştirirken birden içime itti. "Ahh!" Tırnaklarımı kollarına geçirdim. İçimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım, topuklarım kalçalarına değiyordu. Omuzlarına sıkıca tutundum. Terden ıslanmış Saçlarımı gözümün önüne düşerken tek eliyle geriye attı.
"Kartal!"
"Sikeyim! Seni o kadar özlemişim ki!"
"Ahh! Yavaşla!"
"Hayır bebeğim,bu gece sadece benim istediğim olacak"
Omuzlarına tırnaklarımı geçirirken odadaki tek ses tenin,tene çarpma sesleri,ve kısılan sesimden çıkan inlemelerimdi. Sonuna kadar soktuğu aletiyle hayalarının kadınlığıma çarptığını hissedebiliyordum.