Her gece rüyalarınızda ertesi günün fragmanını yaşasanız?
Rüyalarınız sizin gününüzü aydınlatsa?
Hayata daha mı güvende başlarsınız?
Yoksa köşe bucak kaçar mısınız?
Hiçbir şey şaşırtmasa sizi , her şeyi biliyor olsanız?
Acı çekeceğinizi bile bile o güne uyanır mısınız?
Peki ya kader?
Her şeyi bilmenize rağmen gelecek olanı değiştirebilir misiniz?
Peki ya o gün geldiğinde , hayatınızın miladı karşınıza çıktığında , rüyalarınız bile sizi terk ettiğinde olacak olana karşı çıkabilir misiniz?
" Asla uyanmak istemeyeceğim bir uykuya daldım,ondan sonra kabuslarımdan kurtulamadım. "
" Bilseydim hayatın bana böyle bir laneti bahşedeceğini tüm sebepleri ortadan kaldırırdım. "
" Orada öylece dikiliyordu,gözleri boşlukta ve hep nemli...Saatlerce ve hatta günlerce düşündüm durdum bir türlü bulamadım.Bulsaydım,miladı olmaz mıydım?
Yoksa hala olabilir miyim? "
" Ömrüm acıları tüketmekle geçti.Kendiminkiler yetmedi başkalarının ıstıraplarını da doldurdum heybeme.Sonra o geldi,tuttu heybemden...Şimdi bekleme vakti;ya o heybeyi kaldırıp çöpe atacak ya da beraber yükleneceğiz tüm kederleri. "
Bu bir sona varış hikayesi,belki de hiç varamayıp girdapta savrulmanın laneti.
Huzurla yaşadığın evinde yalnız mısın gerçekten?
Hiç tanımadığın ve sokakta gördüğünde yüzünü çevirdiğin biri ile paylaşmak ister misin?
Peki ya onu sevmeye ne dersin?
Bu, evsizlerin değil, bunu sanata dönüştüren köstebeklerin hikayesi...
❥
h.k. gümüş