"Mavi kelebekleri bilir misin?"
"Peki.Boşnak halkı'nın gözünde, Mavi kelebeklerin ile Ölüm çiçeklerinin ne kadar değerli ve önemli olduğunu bilir misin?..
Kızın sessizliğini ve yanıt vermesini beklemeden.Sorusunu kendi cevaplamaya başladı.
"Şimdi.Sen bu adam.Bana bunları niye anlattı.Ne alakası var bunların seninle, benim aramda." diye içten, içe kendine sorup duruyorsun dur. Söyleyeyim gözlerinde denizleri misafir eden kadın.Söyleyeyim.Mavi kelebekler hayatları boyunca yaşamını devam ettirmek için bir tek çiçeğin varlığına ihtiyaç duyarlarmış.O çiçekte Yaban çiçeği Artemis imiş.Uzmanlar mezarlıkların olduğu bölgelerde, toprağın üstün de bu yaban çiçeklerinden onlarcasına hatta binlercesine rastlamışlar.O kadar çok olmasının nedenini ise bize daha sonra açıkladılar.Meğersem orada yetişmiş ve büyümüş olan Artemis çiçekleri, o toprakta bulunan insan vücutlarından salınan mineraller sayesinde beslenip, büyümüş.İşte biz bu yüzden Bosna'da Artemis çiçeğine "Ölüm çiçekleri" deriz.O çiçekler bizim ailemiz, akrabalarımız, arkadaşlarımız, sevdiklerimiz.Mavi kelebekler ise biziz.Bizim umutlarımız.Bizim dualarımız.Ve biz eninde, sonunda onlara uçacak ve hayata onlarsız da olsa yaşamaya devam etmeye çalışacağız.."
"İşte! Sen de benim.Çocuk kalmış topraklarımın altından çıkıp, büyüyen "Ölüm çiçeklerimsin." Ben ise hayatım boyunca bir tek senin varlığınla, var olan.Bir bir tek sana kanatlarımla uçup, konan o "Mavi kelebeklerim."
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk.
Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu.
O an iki yolum vardı.
Ya sevecektim, ya ölecektim.
Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti.
"En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim.
Özgürlüğümüze."
Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.