YABAN ÇİÇEĞİM ARTEMİS
  • Reads 2,003
  • Votes 75
  • Parts 3
  • Reads 2,003
  • Votes 75
  • Parts 3
Ongoing, First published Jul 10, 2015
"Mavi kelebekleri bilir misin?"
    
    "Peki.Boşnak halkı'nın gözünde, Mavi kelebeklerin ile Ölüm çiçeklerinin ne kadar değerli ve önemli olduğunu bilir misin?..
   
    Kızın sessizliğini ve yanıt vermesini beklemeden.Sorusunu kendi cevaplamaya başladı.
    
    "Şimdi.Sen bu adam.Bana bunları niye anlattı.Ne alakası var bunların seninle, benim aramda." diye içten, içe kendine sorup duruyorsun dur. Söyleyeyim gözlerinde denizleri misafir eden kadın.Söyleyeyim.Mavi kelebekler hayatları boyunca yaşamını devam ettirmek için bir tek çiçeğin varlığına ihtiyaç duyarlarmış.O çiçekte Yaban çiçeği Artemis imiş.Uzmanlar mezarlıkların olduğu bölgelerde, toprağın üstün de bu yaban çiçeklerinden onlarcasına hatta binlercesine rastlamışlar.O kadar çok olmasının nedenini ise bize daha sonra açıkladılar.Meğersem orada yetişmiş ve büyümüş olan Artemis çiçekleri, o toprakta bulunan insan vücutlarından salınan mineraller sayesinde beslenip, büyümüş.İşte biz bu yüzden Bosna'da Artemis çiçeğine "Ölüm çiçekleri" deriz.O çiçekler bizim ailemiz, akrabalarımız, arkadaşlarımız, sevdiklerimiz.Mavi kelebekler ise biziz.Bizim umutlarımız.Bizim dualarımız.Ve biz eninde, sonunda onlara uçacak ve hayata onlarsız da olsa yaşamaya devam etmeye çalışacağız.."

"İşte! Sen de benim.Çocuk kalmış topraklarımın altından çıkıp, büyüyen "Ölüm çiçeklerimsin." Ben ise hayatım boyunca bir tek senin varlığınla, var olan.Bir bir tek sana kanatlarımla uçup, konan o "Mavi kelebeklerim."
All Rights Reserved
Sign up to add YABAN ÇİÇEĞİM ARTEMİS to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
34 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
PİNHAN MAHALLESİ  cover
Kara Gül  cover
DİLVAN (Kitap oluyor)  cover
AMARİS cover
GECENİN İZİ cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
SARRAF cover
İMDADIM cover
GÖNÜL ŞİFASI cover

PİNHAN MAHALLESİ

30 parts Ongoing

| Yetişkin okular için uygundur, cinsellik ve argo içerir! | Terk ettiği nişanlısının mahallesine 3 yıl sonra tekrar gelen Nalan ne ile karşılaşacak? • "Yalvarırım git Nalan. Benim başıma bela açma! Mahallemden git! yoksa-" "Yoksa?" "Zor lan!" dedi yarım ağız bağırarak. "Hayatımı siktin ulan! görmüyor musun Nalan beni? Yarattığın enkazı görmüyormuş gibi! Nalan senle ben aynı mahalleyi bırak aynı şehirde yaşayamayız!" göz yaşlarımı sildim bedenimin yanında ki iki kolu ve yakınımda ki yüzü her şeyi zorlaştırdı. Kör kütük sarhoştu. "Neden?" diye sordum acıyla. "İki yangın beden birleşir.." dedi kendine hatırlatır gibi. Sonra ekledi. "Biz artık beraber yanmayız Nalan. Ya küle döneriz. Yada yakarız!"