Kapı tıklatılmadan açıldığında, gözlerimi pencereden ayırdım. "Rahatsız etmiyorum ya?" İçeri giren adama bir süre baktıktan sonra kaşlarımı çatarak yerimde yavaşça doğruldum. "Dışarı çıkın, lütfen." Adam içtenlikle gülümserken, küçük adımlarla yatağın başına geldi. "Papatya getirdim." Umursamaz tavrı beni sinirlendirirken, gözlerimi kaçırıp gökyüzüne baktım. "Gökyüzünü özledin mi?" Boş bir ifadeyle ona baktığımda gülümsedi. "Özledin mi?" diye yineledi sorusunu. "İstediğim her an dışarı bakabilirim." dedim umursamazca. İçten bir kahkaha attıktan sonra papatyaları başucuma bıraktı. "Gökyüzü uçsuzdur, tamamını asla göremezsin." Alaycı yüz ifadesini inceledikten sonra gökyüzüne baktım. "Uçsuzdur belki ama her an gördüğüm bir şeyi özleyemem." Yavaş adımlarla perdeyi örtüp gözlerime baktı. "Denize yansıyan gökyüzünü özlemediğini mi söylüyorsun?"
25 parts