"İstediğin kadar inkar etmeye çalış küçük yalancı ama gerçekleri değiştiremezsin. Sen ve ben aynıyız, bir bütünüz. Aydınlığın söz hakkı olmadığı zifiri karanlığız biz." dedi, dudağının kenarını yukarı kaldırarak. Yüzündeki kibri görünce sinirden vücudum kasıldı. Kendini bir şey sanan bu adam sürekli bunu yapıyordu. Beynimi, düşüncelerimi ve en önemlisi kalbimi tepetaklak ediyordu. Bildiğim doğruların yerini yanlışlar alıyor, tanıdığımı sandıklarım bir yabancı çıkıyordu. Kısacası bu adam her zaman galip geliyordu.
" Hayır" dedim. Mora kaçan mavi gözlerimi kararlılıkla ela gözlerine dikerek " Yanılıyorsun. Biz seninle aynı değiliz. "
" Öyle mi?" dedi alay ederek.
" Evet" dedim, bir şey demesini beklemeden devam ettim. "İkimizde karanlığız ama ben aydınlığa kavuşmak isteyen bir karanlığım. Karanlığın içine daha fazla gömülüp, yok olmak isteyen taraf değilim" Ela gözlerini sinirle kıstığında onu umursamadan arkamı döndüm ve onu karanlığın içinde kaybolmuş halde bıraktım.
....
Bu hikaye karanlığın karanlığa çekilme hikayesidir. Hikayemizin baş kahramanı olan Merza küçükken çok zorluklar yaşamış ve bu yüzden şimdi karanlıkta olan yada olmayı hak ettiğini düşünen bir üniversite öğrencisidir. Ve bu kızımızın karşısına onun gibi karanlık olan ela gözlü bir genç çıkar.
Bu hikaye de iki karanlığın nasıl var olduğunu ve birbiri içinde nasıl kaybolduğunu göreceğiz.