Anlatacaklarım fırtınanın dışarıda hüküm sürdüğü bir gecede, yağmur taneleri pencereleri dövüyorken, başımı sokmuş olduğum büyük beladan beni kurtaran kız hakkında olacak. O çocuk ruhlu biriydi. Cinayetlerin, pisliklerin, kıskançlıkların ve kazanma hırsının hüküm sürdüğü bu dünyada, masum kalmayı başarmıştı. Bembeyaz ve su gibiydi. İnsanlara yardım etme mertebesi hiç karşılık beklemeyen türdendi. Ve mutlu bir son hak ediyordu. Labirenti yaşamak mı yoksa ölmek mi? Hangisinden kaçmaya çalışıyordu, dünyadan mı yoksa dünyanın sonundan mı bilmiyordum? Hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğiniz birisine aşık olmak çok zor, değil mi? Peki ben nasıl bu kadar kolayca ona kapılmıştım? Kim Min Seok olarak yaşayacağım ilk aşk deneyeminin böylesine mantık dışı olması akıl alır gibi değildi...