Hayat bazen bulut gibidir. Pamuğa benzer bakınca. Yumuşak, hafif... Bulutları düşününce hafif hissedersin. Ama ögrenince... Pamuk gibi duran o güzel bulutların içlerinde taşıdığı ağırlık, yük... Ne kadar tuhaf değil mi? Bir pamuk parçası gibi görünen şey kaç ton ağırlıkta. Hayat da böyle bişi işte. Dışardan sana bakan der ki " Ohhh, hayat senin valla. Deyme keyfine.". Sonra içine girer, arar, tarar "Ne çekmişsin be kardeşim" olursun. Hem pamuk kadar hafifiz, hem de tonlarca ağırlıkta birer demir küre. hem pamuk gibi görünürüz, hem de pamuğun içine saklanıp kaybolmuş birer böcek. Hayat... Bunlar olmadan ne anlamı var dimi. Bulutuz biz. Birer bulut parçaları. Hem hafif, hem ağır...
Lola... İşte o da bir bulut. Kendini hafif zannediyor. Ama aslında değil. okumaktan hiç bıkmayacağınız bir gençlik hikayesi.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."