Aslında,büyüyünce anlıyor insan canın sadece düştüğünde yanmadığını.Benim canımı bir kere yaktılar,kül olup gökyüzüne karıştı rüzgarla,yıldız oldu.Böyle bir an gelir de kararır ya hayatın,bir daha hiç aydınlanmayacakmış gibi gelir.Her şeyden saklanırsın da, yalnızlık arar bulur ya hani seni geceleri,ben sadece o zaman güvende hissediyorum kendimi.
Üç yıl önce o gün babam o trafik kazasını geçirmeseydi şuan nasıl olurdu hayatım? Gerçekleştireceğimiz yüzlerce hayalimiz vardı mesela.Hayallerin ne kadar büyük olursa,hayal kırıklıkların da o kadar büyük olurmuş.Babamın ölümünden sonra hayatımı adadığım iki insan ikiz kız kardeşim ve annem iken başka insanları nasıl sığdıracaktım paramparça kalbime? Nefes alıyorsan hala bir umut var demiş bazıları.Ben yaşamaktan bile umudumu kesmişken inanmıyordum insanın karşısına en umutsuz olduğu bir anda hayatını değiştirecek birisinin çıkacağına.Kim bilebilirdi ki her gece gökyüzünü izleyip oradaki bir yıldızın babası olduğuna inanan kırık bir kız çocuğunun ufak bir tebessümü için gökyüzünü yere indirecek kadar onu çok seven bir çocuk olduğunu?