Yüzüne çarpan sıcak güneş gözlerini yakarken minik bir çocuk masumluğunda kıpırdadı narin kirpikleri..gözlerinin altındaki pembelikler eşlik ediyordu derin sessizliğine . Gökyüzünü hatırlatan gözlerinden yavaş yavaş yağmur damlaları akıyordu.Bağırmıyordu artık,hıçkırmıyordu sözlerini..hissizleşmişti,eski bir kitabın son sayfası gibi açılmayı beklemişti.Kurumuş bir gül olan hisleri çürüyordu günden güne sanki..bedeni gibi zayıf düşmüş kalbi ve zihni pes etmişti itiraz etmeye..O ruhunu yaşarken teslim etmiş bir ölüydü.Gülümsemek onun kaderinde yazılmamış bir kelimeydi.Bazen kendimi çok suçlarım.Onu bir an için gülümsetmek isterdim,belki gamzesi vardır.Ama o ne demişti bana: "Bir sırla yaşıyorum,bana yardım edemezsin."
Yıllar önce başlayan bir ayrılık hikayesi.
Daha doğduğu gün ölüm emri verilen bir kız.
Sırlarla dolu bir hayat.
Nefret duyulan bir beden ve sevgiye muhtaç bir kalp.
Yıllardır dedeleri tarafından kadınlara karşı bir nefretle büyüyen dört abi ve bir kardeş .
Kız çocuklarını bir utanç kaynağı olarak gören bir baba.
Yıllardır öldüğünü bildiği kızı için içi yanan bir anne.
Ve ailenin değerini bilen masum bir kız.
Peki sizce bu sekiz kişi onca engele rağmen aile ola bilecek mi?
"Aşiretmiş " sırf kız çocuğu olarak doğduğu için bilinmeyen biri tarafından ölüm emri verilen lakin ağasının emrine rağmen bir masuma kıyamayan bir kahya ile başlayan bir gerçek ailem kurgusudur.