Yağmurun habercisi gibi olan gökyüzü mavi ve pembenin koyu renkleriyle sevişmiş, tozdan karışık renklerini doğurmuş, beyaz kağıda damlayan mürekkep gibi belli olan siyah kuşlar gökyüzünün resmini kaleme alan ressamcının yıpranmış kaleminden tabloya dökülmüş gibi olsa da, her şey somut bir gerçek, belkide karanlığın ininde sessizliğini dinleyen kadının belgelere dayalı olmayan deliliği kadar soyuttu.
İniltili bir çığlık, terk edilmiş sokak aralarında can bulurken soğuk caddenin soğuk duvarları arasına tünemiş kızın tek yaş akmayan gözlerinin önünde kedi belirdi. Lanetlenmiş siyahın tonunu üzerinde asalet gibi taşıyan kediden tek ses çıkmıyordu. Gözleri, gözlerinden bir milim bile ayrılmıyor, gürültülü sessizlik aralarında tuğla tuğla işleniyordu. Kedi tiz bir sesle miyavladı, kadının çökmüş göz altlarından yaş aktı, yağmur yağmaya başladı.
Dünyanın üzerini kara duman kapladı.
Açılan küflü romanın kapağı okunmadan hızla kapandı. O romanı fark edip okuyan olmayacaktı. O roman, tozlanacak, sararacak, yıpranıp olduğu yerde eskiyecekti. Emek vererek yazan yazarı, yazdığı için pişman olmayacak, birilerinin kalbine dokunamadığı için üzülecekti. Dünyanın üzerini kaplayan dumandan zehirlenerek ölen kötü kalpli insanların yerine, roman sayfaları arasında kalan karakterler gelecek, yaşamlarını sürdürecekti. Sevgi kelimesini bile basitleştiren insanların yıktığı yere tekrar baştan inşa edeceklerdi.
Zaman gelmişti. Zaman, bu zamandı.
10'dan geriye saymaya başlayın. 10... 9... 8... 7... 6... 5... 4... 3-
#1 kitap.
Kadın gözlerini açtığında bir kitapta olduğunu anlar, kitapta öz babası onu terk eder yani unutur, hizmetçiler ise beş sene alay ediyordu, beş yaşındaki kızın vücudundaki o izlere kelimeler yetmezdi...
Reenkarnasyon olduğu kitapta Gece Erez ve babası Emir Erez arasında geçen güzel keyifli, acısı ve tatlısıyla günlük kitap.
Emir Erez başka kızı eve getirecekti orijinal kitapta ve o kızı kendi öz kızı gibi sevecekti.
Biyolojik kızı ise yaralı yan karakter olarak başka baş kahraman tarafından öldürülücekti.
Kitapta onun annesi hakkında bir bilgi bile yoktu ama...taki sırlar bir bir açılana kadar.
Ama Gece umursamadı reşit olunca evden kaçmayı düşündü.
◇◇◇◇◇
Emir Erez yaralı bir şekilde, düşmanlardan saklanırken biyolojik kızı Gece Erez onu kurtarmak için ilk yardım çantası arar ve o sırada düşman küçük kızı yakalar babasının yerini sorar.
Gece ise acı çekse bile gülerek...
"Bilmek istiyor musun gerçekten?"
Emir zorla nefes alarak onları dinler ve sırıtır. Kızın onun yerini söyleyerek onu unutan babadan intikamını almasını bekledi...ama
Düşman sırıtır "Evet söyle, söyle seni bırakırım"
Gece sırıttı ve konuştu, küçüğün dediklerini duyan iki adam sesini çıkarmadı,
Emir eliyle başına vurmak istedi ama durumu kötüydü, düşman sinirle küçük kızı tüm gücüyle yere fırlattı...
Sonra koruma geldi ve korkunç bedenle karşılaştı... düşmanın bedeninin son hali....
Emir Erez...gerçekten çok korkunç görünüyordu yorgunca bir eline kızını almış oturuyordu...
◇◇◇◇◇
Sistem Gece'nin orijinal kitabın konusunu değiştirmesini istememişti.
Emir Erez kızına işini devrederek erkenden emekli olma hayali kurmaya başladı.
Orijinal kitaptaki (Emir Erezin biyolojik olmayan ama onun gibi seven tek kızı) Ipek Yıldırım Gece'nin en yakın arkadaşı olacaktı.
Orijinal