Zihninin dengesini yitirmek,ne kadar acı verebilirdi?
Niran Merza Karan, yaşadığı ve yaşamaya mecbur bırakıldığı kaderinin kurbanı genç bir kadındı. Peş peşe verilen kayıplar, ellerine tutuşturulmuş bir bıçaktan doğan cinayet ve ruhuna sarılmış kanın kokusuyla yaşamayı reddeden aciz bir benlik.
Tek isteği, herkes gibi olabilmek...
Ancak herkes gibi olabilmek bile onun için ağır bir yük.
Buna rağmen hayatları birbirine halat ile bağlanmış iki adamla karşılaşır ve o noktadan sonra artık herkes gibi olabilmeyi dahi isteyemeyecek duruma gelir.
Zihninde sarmaşık gibi dolanan düşüncelerle günden güne boğulup,bununla savaşan Niran Merza Karan, hayatına nasıl yön verecek?
Genç kadın, korkuları, arzuları ve isteklerini elde edebilecek mi?
---
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...