Selin önem sırasında ailesinden sonra müzik gelen bir kız.
Tabi bir de yakın arkadaşları var, Beste ve Kerem...
Aslına bakarsanız hepsi bu...
O ne popüler, ne saf ne de çılgın.
Sadece Selin işte.
--------
Kerem anlatmaya başladı. "Selin iyi biri, müziğe aşık, arkadaşlarına değer verir."
"Başka?" diye sordu çocuk. Kerem hafif gülümsedi.
"Bu kadar. Göz önünde olmaz çoğu zaman, dikkat çekmez, müzik hariç. Sesi ile bizi büyüler bazen. Arkadaşları hariç yakın değildir kimseye, öyle ilgi çekmeye de çalışmaz."
Yutkundu çocuk. Derin bir iç çekti ve cevabından korktuğu soruyu sordu.
"Peki ya erkek arkadaşı?"
"Hoşlandığını bu kadar belli etme. En azından benim yanımda." dedi Kerem. "Selin bekliyor, hiç inanmadığı aşkı, sevgiyi bekliyor. "
"Selin aşka inanmaz mı?"diye sordu bu sefer.
Kerem'in cevabı netti. "İnanmaz." Sonra devam etti, "Çünkü kimse onu, ona aşık olduğuna inandıramadı."
Biraz sessizlikten sonra fısıldadı Kerem.
"Belki sen başarırsın. "
Kapı çaldığında sofraya son tabakları yerleştirmekle meşguldum. Gülsüm teyze eli hamurlu olduğu için kapıyı açmamı istediğinde kapıya ilerledim.
Kapıyı açtığında uzun boylu sayılabilecek, üstünde jandarma forması olan, dik duruşlu ve oldukça sert mizaçlı bir adam karşıladı beni. Kim olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu. Sert bakışları bir an gözlerime değsede hemen çevirdi bakışlarını önüne.
"Buyrun?" dedim çekingen bir sesle.
Bakışları yerdeyken, "Sen kimsin?" diye sorduğunda, yanıtladım.
"Feyza ben. Yeni kiracı."
"İyi, hayırlı olsun," dedi tekdüze bir sesle.
"Sağolunda, siz kimsiniz?" diye sormayı akıl ettim sonunda.
"Bende Eyüp, ev sahibi. Şu an sizin durduğunuz dairede yaşıyorum."
Harika, adamı kendi evine almak yerine hesap mı soruyordum cidden!