Eskiden mutluluk ve huzur en yakın arkadaşlarımdı benim ,
Hiç yalnız bırakmazlardı beni,
Hep benimlelerdi .
sonra ne mi noldu ?
Küstüler bana.
Beni karanlık derin bir kuyuya bırakıp terk ettiler.
Zamanı geldiğinde bu kuyudan çıkıp onları bulacakmışım bunu onlar dedi bana,
ama ne zaman?
Bilmiyorum.
Şimdi ise korku en yakınım,
Ondan başka arkadaşım yok artık.
Ama alıştık birbirimize,
Aramızda bir bağ oluştu,
Kabullenemediğim bir bağ.
Belki de bu bağı oluşturan acılardı.
Korku ve acıyla oluşan bir bağın,
Bana mutluluğu ve huzuru getireceğini nerden bilebilirdim ki...
Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor"
Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın yanında. Alışık olduğum şeylerdi. Bir adamın sevmediğin halde her zerresini biliyorsanız buna bir bok denmezdi!
Kalın ve damarlı penisini çıkarıp birkaç defa okşadı. Bunu yaparken gözlerimin içine bakıyordu.
"Hazır mısın?"
Hazır mıyım? Ben çocuk doğurmaya hazır değilim. Ben anne olmaya hazır değilim. Lanet olası hapı yanıma almamıştım! Ayrıca aklıma nereden gelebilirdi ki dağ başında kocamla sevişeceğimiz?
Erkekliğini girişime yerleştirirken birden içime itti. "Ahh!" Tırnaklarımı kollarına geçirdim. İçimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım, topuklarım kalçalarına değiyordu. Omuzlarına sıkıca tutundum. Terden ıslanmış Saçlarımı gözümün önüne düşerken tek eliyle geriye attı.
"Kartal!"
"Sikeyim! Seni o kadar özlemişim ki!"
"Ahh! Yavaşla!"
"Hayır bebeğim,bu gece sadece benim istediğim olacak"
Omuzlarına tırnaklarımı geçirirken odadaki tek ses tenin,tene çarpma sesleri,ve kısılan sesimden çıkan inlemelerimdi. Sonuna kadar soktuğu aletiyle hayalarının kadınlığıma çarptığını hissedebiliyordum.