Bir adım daha yaklaşarak, sıcacık elleri ile ellerimi tutmuştu. Gözlerini de adeta gözlerime hapsetti. Ardından ''Sonumsun.'' dedi. Ellerimi biraz daha sıkıp bir kez daha ''Sen sonumsun Pelin.'' dedi. Sesi ciddi bir o kadar da romantik idi. Ben ise duymuş olduğum kelimenin verdiği hoşnut hal ile istemsiz sırıtıyordum. Ardından cevap vermem gerektiğini farkettim. Burak'ın o yumuşacık parmaklarından parmaklarımı yavaşca ayırarak elimi Burak'ın yanağına götürüp yanağını avuç içime aldım. ''Sonunum. Ben senin sonun olacağım. Sen ise benim hem ilkim hem de sonum olacaksın.'' diyebildim. Biraz utanarak biraz da kısık bir ses tonu ile... Ama nereden bilebilirdim ki ''Sonumsun.'' kelimesinin başka bir anlama çıkacağını. Gerçekten kelimeler insanlarda farklı zamanlarda farklı şeyler anlatmayı başarabiliyordu. Artık ''Sonumsun'' kelimesi benim için ölmeyi ifade ediyordu. Kim kime dediyse o kişinin sonu ondan olacaktı. Kelimeler bu kadar yetenekli iken ben Burak'ın sonu olduktan sonra kendimi hiçbir kelime ile anlatamadım. Hiçbir kelime hiçbir zaman beni anlatamadı. Sevgilisinin ve kardeşinin hayata veda etmesinde kendisini suçlu gören genç bir kız. Hayatın en acımasız yönleri ile savaşırken sizin de Pelin'e eşlik etmeniz dileğimle...
26 parts