Ölmek için bir umut. Sonunda bu iğrenç insan topluluğu olan bir dünyadan kurtuluş. O kapısı bana her zaman açık olan güzel ölüm. İşte beni ölme sürükleyen gece. Ve o siyah geceyi aydınlatan milyonlarca yıldız ve aydınlığı hiç sönmeyen dolunay. Senin gibi parlak ve güzel olamadım dolunay. Ne senin gibi kusursuz bir gecem ne de milyonlarca yıldızım var. Fakat benim ölümüm var. Bana her zaman ölmemi hatırlatan iğrenç beni yansıtan aynalar. Ve şimdi kusursuz gecenin önündeyim ve ölümüme doğru attığım adım sesleri. Ben ölme doğru gittiğimi sanarken aslında gerçek ölmü bile tadamayan ben. Bizim karşılaşmamız şans mıydı? Yoksa kaderin bir oyunu mu? Bence bu bana yapılan hayatın iğrenç bir oyunuydu. Ölmek çektiğim acılara merhem sürmek gibi bir şeydi. Fakat yaşamak o acıların bir yara gibi daha çok açılmasıydı. Belkide hayat bunu istiyordu acı çekmemi. Fakat bilmiyordu ki zaten başlı başına benim bir ölü olduğumu... //// "Sen benim sigaramsın , nefes aldıkça öldürüyorsun" "Sende çakmağımsın ' o sigarayı yaktıkça da ben ölüyorum." //// "Acını çekmekte özgürsün ama ölmekte özgür değilsin"