Koşuyordum.Arkamdan gelen uzun boylu adama bakmamaya çalışarak,sonsuz gibi gelen ormanın içine doğru koşuyordum.Nefes nefeseydim ama yine de onun nefeslerini de duyuyor gibiydim.Beraber nefes alıyormuşuz gibi.
Kafamı sağa sola çevirerek nereye doğru sapmam gerektiğine karar veriyordum.Şu an ki amacım bir anayol bulmaktı.Tek bir aracın bile geçmesi de yeterliydi aslında.
"Hadi ama Sancak,seni bulabileceğimi biliyorsun " Gür sesi kulaklarımda yeniden ve yeniden dans ediyordu sanki.O kadar güzel bir sesi vardı ki,büyülenmiştim.Öyle bir büyülenmiştim ki arkamda beni neden kovaladığını bilmediğim adama,biraz daha büyülenirsem kendim teslim olacaktım.
Sahi o neden kovalıyordu,bende kaçıyordum?
"Sen ağabeyinin ve annenin yanına gitmeye hazırsın,bende Ethem Sancak'a acı çektirmeye" Olduğum yerde durmuştum.Arkamdan da herhangi bir yürüme belirtisi gelmiyordu.Sanırım o da benimle birlikte durmuştu.Bu adamın babamla veya benimle derdi tam olarak ne idi? Yavaş yavaş arkamı döndüm.Her taraf birden kararmıştı ve suratını seçemiyordum.
"Sen kimsin ve benden ne istiyorsun?" Alaylı kahkahası tüm ormanı dolaşıp tekrar kulağıma dolmuştu.
"Senden değil,babandan istiyorum.Bana çektirdiği acıları teker teker çekmesini istiyorum.Senin kıvranarak acı çektiğini görünce onun da acı çekeceğini,adım gibi biliyorum" Gözlerimi kapayıp tekrar açacağım sırada kulağıma gelen silah sesiyle çığlık attım.
*Tüm hakları saklıdır.Kurgunun başka bir hikayede görülmesi ile birlikte hukuki işlemlere başvurulacaktır.