gezegenimin hali belliydi; prensler, prensesler ve gezginlerin yaşadığı uzun günler, hoş geceler...
pera, doğum sırasında annesini kaybeden hayatta ilk şanssızlığını yaşamıştı. babası ve ailesi tarafından her zaman annesinin ölümüne sebep olan bir sorun olarak görülmüştür.
aile şefkati olmandan, küçük yaşta herkesin nefretini kazanan pera ailesinden çok uzak bir ülkede yatılı okulda okumuştu. yalnız başına büyüyen pera annesinin her doğum günü için yazdığı mektuplardan biri üzerine yeniden İstanbul'a, babasının yanına taşınır.
çocukluk hatıralarının geçtiği bu şehirde pera'yı büyük bir sınav bekliyordu. aslında hayatta yalnız olmadığını, tıpkı onun gibi hisseden ve aralarında garip bir bağlılıkları olan arkadaşlar edinir.
zamanla arkadaşları için bir seçim yapması gerekirken bazen aşkını, bazen mantığını kaybeder.
gençlerin çaresiz zamanlarda zayıf anlarını kullanan insan tüccarlarından kendilerini kurtarmaya çalışan bir grup gencin hikayesi.
sizi dipsiz kuyulara çekmek isteyenler, sizi mahvetmek pahasına kendi egosunu tatmin etmeye çalışanlardan kurtulmaya çalışanlar... yolunu kaybetmiş ve umutsuzluğa kapılmışlar için bir hikaye.
aslında bu bir bir kitap, bir hikaye değil... geçmiş
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız...
Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa...
Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa...
Kendisini yabancı hissettiği bu şehirde, tüm bunlar yetmezmiş gibi, aklını karıştıran ve tüm yolları kendisine çıkaran gizemli bir genç adamla karşılaşırsa...
Neler olur?