Nereden bilebilirdi ki, gökyüzünden yavaşça yeryüzüne süzülen kar tanesi, kendisinin aksine simsiyah bir dünyaya düştüğünü? Nereden bilebilirdi ki aşkın ayıp sanıldığı, binlerce kalbin çarptığı bir dünyaya adımını attığını? Nereden bilebilirdi ki masumiyetin yok olduğu bir dünyaya aşık olduğunu?Kim suçlayabilir ki o kar tanesini ,bir gece yeryüzüne düştüğü için? Kimse suçlayamazdı o masum olmasına rağmen ayak basıldıkça kirlenecek olan kar tanesini. Biz insanlar kirliyiz, simsiyahız , masum duygulardan uzağız. Önümüze gelene 'aşık oldum' deyip küçültüyoruz aşkı ; küfürlerle ,kötü sözlerle kirlenmiş dudaklarımızda. Güzel sevmeyip 'aşığım sana' diyoruz. Sevdiğimizi yıpratıp , kırdıktan sonra 'aşkımdan yapıyorum' deyip, ayak tabanlarımızın altına alıyoruz aşkı. 'Ben sana kızsam ,kendime küserim' diyen Cemal Süreyya gibi sevemiyoruz, 'Her yürek sevebilseydi eğer, ayrılık olmazdı. Her seven yürekli olsaydı zaten, aşk bu kadar basit olmazdı!' diyen Can Yücel'i umursamıyoruz. 'Bakarken kıyamamak mı, yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk?' diyen Özdemir Asaf'tan öğrenmiyoruz aşkı ve sevmeyi. Sevdikçe kendimizi katamıyoruz sevdiğimize, sevgilim diyemediğimize ,SEVDİĞİM diyemiyoruz. Bedenini teslim etmeyenlere aşık olamıyoruz,kalp umurunda değil ki kimsenin. Kirlendik biz , simsiyah olduk. Kirlettik biz, aşkı kirlettik,sevmeyi kirlettik biz, gözyaşlarımızı kirlettik. Hatta öfkeyi , nefreti kirlettik . Kendimize benzettik duygularımızı da. Onlarında üzerini karaladık , onları da simsiyah ettik . Ben diğerlerinin aksine hep bembeyaz tuttum aşkı. Bembeyaz bir kar tanesi gibi... Bir adamın dünyasına düştü aşkım, kirlenmek üzere minik bir kar tanesi gibi... Ona adadım kalbimi. Ona verdim tüm masum duygularımı. Umursamadım duygularımın masumiyetini kaybedecek olmalarını, umursamadım onlarında kirleneceklerini. BirAll Rights Reserved