"Bak oğlum..." dedim derin bir nefes alıp "bazen bazı şeyler için gitmemiz gerekir. Bu seni kötü biri yapmaz. Hem sen Ece'yi herkesten çok sevdin değil mi?" Arhan usulca kafasını sallayınca sözlerime devam ettim. "Peki oğlum onu bu kadar sevdiysen senin bir suçun yoktur o seni yeterince sevmemiş hem, hem bence kötü olan o bak hemen başkasını bulmuş." Diyerek kaşlarımı çatmıştım. "Hayıy anne! Ece kötü deyil öyle deme ona. O cok güzel ben onu şeviyom. Bi daha benim aşıklıma kötü deysen sana küşerim." Dudaklarımı büküp konuşmama devam ettim "Gelelim diğer soruna. Aşıklar birbirinden kolay vazgeçemezler ama hayatın önüne de geçemezler. İki insan birbirine aşık diye kavuşacaklar diye bir kural yok. Aşkın iki sonu vardır biri mutlu biter diğeri mutsuz. Ama mutsuz biterken bile öyle duygular barındırır ki içinde insan benim aşkım mutsuz demez, diyemez. Dili varmaz. Benim aşkım yarım bitti der." Derin bir nefes alıp gözlerimi cama sabitledim. "Her insan aşık olur ama her insan aşık olduğu insanla hayatına devam edemez. Çünkü biri birinden ya daha az seviyordur ya da hırsları daha fazladır. Az seviyorsa sorun yok, yani çok seven sorun etmez ama sorun hırssa sorun büyüktür oğlum neden biliyor musun?" Mayışmış sesiyle "neden anne?" Diye sordu. "Çünkü hırsla sevgi aynı yolda yürüyemez. Zamanla hırsın yerini nefret, kazanma arzusu alır. Bu duygular aşkı yoldan iter, yarım bırakırlar. Yani annecim diyeceğim o ki, iki insanın birbirine aşıklı olması yetmez bir ömür geçirmek için." Ses gelmeyince oğluma dönüp baktım kız kardeşine sarılmış uyuyordu. Ikisinin de saçlarından öpüp gözümü tekrar cama çevirmiştim. Bu hikayenin Ece'si bensem, Arhan'ı Uras'tı. Ben vazgeçen, o uğraşandı. Ben hırsla harmanlanan, o aşkla. Ama bu hikayenin sonunda kaybeden ben olmayacaktım. Çünkü burası gerçek hayat; kötü olan kazanır. Bizim hikayemizAll Rights Reserved