O fahişe hep ben oldum. Kelimenin anlamını bile bilmeden üstelik yaşadığım hayat hakkında ufacık fikirleri olmadan yapmıştır etmiştir diye salladıkları ben oldum. Onlarsa boştu benim gözümde, düşünmeyen sorgulamayan yemek içmek sıçmak ve ulaşamadıkları hayatlara bok atmaktan başka yaptıkları hiçbir şey yoktu. Büyük fakirlik.. Sonra bu adam çıktı karşıma. Ben anlatmadan o anlattı her şeyi ona güvenebileceğim cesareti verdi bana, her gün yeni bilgiler yeni tecrübeler kattı hayat kütüphaneme. Ve anlattım her şeyi sonsuz bi sessizlikle anlattım, o anladı beni. Yargısız, sorgusuz, sualsiz. Hep farklı oldum sizden ve zerre kadar umrumda olmadınız. Hiçbirinizin hayatına uyum sağlamak niyetinde değildim ve sonra bu adam çıktı karşıma. Ona uydum ona güvendim onu sevdim. Kuyunun dibi bile daha güzeldi onunla. Çünkü o her şeye değerdi ve öyle oldu. Sonra bu adam hayatım oldu, her şeyim oldu. En yakın arkadaşım, dostum, sevgilim, ailem oldu. Sonra bu adam iyi ki çıktı karşıma!
Sonra bu adam ....
Abisi'nin evlenmesiyle sonunda istediğini gercekleştirip kendi evine çıkan sibel başına gelecekleri bilseydi abisi'nin evlenmesine rağmen baba parası yemek için çalışmayı bırak ayrı ev bile tutmamasına sevinir miydi? ya "evim evim güzel evim" dediği evin ona yaşatacaklarını bilseydi ne olurdu? artık onun için yapacak birşey yoktu zamanı geriye alamazdı.Zaman onun için ne gösterecekti bilemezdi ama artık geri dönüşü yoktu. ..
Kötü kalpli bir kadın yüzünden lanetlenmişti o bedeni oyuncak bir bebekti ruhu ise yıllardır o evdeydi tek kurtuluşu lanetli bir aşktı ama kim onu sevebilirdi ki sevse onun için zorluklara katlanır mıydı? kimse katlanamazdı ona göre ya öyle değilse ya onun için bütün zorluklara katlanan biri varsa olabilir miydi?
bütün mutluluğumla evimi temizledikten sonra temizlik malzemelerini koymak için koridorun sağ taraftaki küçük odaya gidiyordum ki bir anda boynumdan tutulup duvara hızla yapıştırılmamla kalbim korkuyla çarpmaya başlamıştım karşımda bir ruh vardı elleri boğazıma sarılı gözleri öyle korkutucu bakıyordu ki boğazım sıkılmasa çoktan cığlığımı basmıştım ben ona korkuyla bakarken o bakışlarımı umursamadan konuşmaya başladı.
"o bebekten uzak dur" demişti ne bebeğinden bahsediyordu ben cevap vermek istesem bile elleri boğazımı öyle bir sıkıyordu ki sesim çıkmıyordu o ise bu durumu önemsemeden cümlesini tekrarlayıp ortadan kayboldu
"o bebekten uzak dur"