HİSSEDİLEN
Hastanenin o soğuk duvarları üstüme üstüme geliyor. Kaçamıyorum , saklanamıyor en önemlisi savaşamıyorum. Daha kiminle savaşacağımı dahi bilmiyorum. Ne yapacağımı , ne hissedeceğimi dahi bilmiyorum.Bu soru işaretleri beni deli ediyor.Bir uçurum kenarında , kimsesiz bir adada ya da açık bir pencere ardında "yeter!" diye bağırmak istiyorum.Şimdilik o pencere çerçevelerine yerleşip haykırmak geliyor elimden.
"YEEEEETTTEEEERR!"
Burası sevdiğim ne varsa aldı elimden.Buraya geldiğim ilk gün güvenmeyi ve sevmeyi unuttum .Artık tek dostum hastanenin o lekeli pencereleriydi.
ON YIL OLDU ! TAMI TAMINA ON YIL !!!
Bu sabah buradaki on ikinci yılıma saat 07.00 ' de uyandım. -on yıl oldu tamı tamına on yıl!-Bu kadar erken uyanmazdım eskiden ama benim tanımadığım , diğerlerinin de hastane görevlisi dedikleri kişilerin bana verdikleri ilaçlar , beni olmadığım biri yapıyor yavaşla.
Her sabah tam 07.00 ' de kalkarım ne bir dakika geri ne de bir dakika ileri.
Zaman bir türlü geçmiyor.Saatler bir türlü geçmiyor.Saatler boyunce üstüme üstüme gelen duvarlar bir türlü deyemiyorlar bana.Tam bana dokunacaklar , gözlerimi kapatıyorum açtığımda eski yerlerine dönüyorlar. Beni günlerdir kandırmaktan vazgeçmediler.
Dert değil! Hayatım boyunca kandırıldım. O iğrenç duvarların beni kandırması canımık acıtacak son şeyler.