Hikaye bir 'an' meselesidir. Bir an geliverir ki yüreğiniz dolar, kaleminizden kağıda akar ve duygular bir iki karakterde, belki bir odada ya da arabada veya bir sahnenin kulisinde can buluverir. Olağanca kuvveti ile doldurur satırları. Beliriverdiği gibi de yok olur. Ama etkisi... O etkisi bazen sizi saatler, hatta günlerce kolları arasında tutar.
Hikayenin gücü budur. Kalbinize atılan minik bir oktur o. Saniyenin onda birinde saplanır, belki de daha az bir sürede. Ancak onu çıkaracak cesareti bulmanız, çıkarmanız, yarayı sarmanız vakit alır. O yaranın iyileşmesi ise daha çok vakit.
Hikaye sihirlidir. O sihri yaratan ise hayal gücünü halka açan yazardır. Aklından geçen ve yüreğini dolduranları diğerleri ile paylaşma cesaretini gösterendir.
alâ aktaş, çok uzun zamandır ünlü müzisyen alaz çevik'in dmlerini kendi yaşantısı ile doldurmuştu. alâ, zaten görmez diyerek her şeyi anlatırken alaz konuk olduğu bir programda ilk defa dmlerini okurken gözüne alâ'nın yazdığı mesajlar çarpar. sonrasında ise zaman, ikisini de hortum gibi sertçe içine çekecekti.
3.1.25'
#1 instagram 11.1.25'