"Aramızda sadece bez parçası varken bana bunu yapma Luna, lütfen." Sinirlenince, üzülünce, çok mutluyken yani genellikle bana Luna derdi. Herkesin bana Melisa dediğini ve aslında ismimi sevmediğimi söylediğimde bana bu lakabı takmıştı ve ondan başka kimse bana Luna diyemezdi.
Daha çok bastırdım "Neyi, bunu mu?" Ve kendimi yatağın üstünde yatarken buldum. Üstüme eğilmiş ve mavi gözleri laciverte dönmüştü. Sadece bakıyordu ve ben artık dayanamıyordum. Yavaşça bedenimi ona doğru kaldırıp dudaklarımı dudaklarına sürttüm. Karşılık vermedi, korkuyordu biliyordum. Babamdan yada annesinden değil. Bu yaptıklarımdan pişman olursam diye korkuyordu. "Luna'm bi daha eskisi gibi bakamam sana. Hala dost olamayız dudaklarının tadına bakarsam. Lütfen pişman olacağın bir şey yapma"
"Miraç seni istiyorum"
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024