TANITIM
Güzel, alımlı, ego patlaması olan, zeki, kurnaz, tabi biraz da sakar bir kadın-- Dr. Simay
Karizmatik, ukalalıktan haz etmeyen, uyanık, işinde başarılı, mesleğine aşık bir adam--Bedir Komiser
Oldukça yakışıklı, çapkın, zeki, nişanlısını aldatan ve kandıran, gizemli bir adam-- Dr. Timur
Sevimli,neşeli, saf ve masum, arkadaşını çok seven, yardımsever bir kadın-- Dr. Ömür
Gerçekler er ya da geç mutlaka ortaya çıkar. Önemli olan ne kadar sürede ortaya çıkacağıdır?
Acı gerçekler insana önce kırgınlık ardından kızgınlık getirir. Hele ki sevdiği biri tarafından kandırılmak insanı intikama sürükletir.
Bir oyun değil midir zaten hayat dediğin?
O oyunda ya kaybedersin ya da oyunu kazanırsın!
Kaybetmek istemeyen bir kadının şaşırtıcı ve bir o kadar trajikomik oyunu..
Bedir ve Simay'ın beklenmedik zamanda karşılaşmasıyla başlayan bir aşk hikayesi..
Umarım zevkle okuyup beğenirsiniz..
NOT:Bu benim ilk hikayem.Yazım hatalarını rahatlıkla söyleyebilirsiniz:)
Gerçek ailem kurgusu!!!
Hep iyi kız tarafından okuduk hikayeleri. Kız iyi niyetiyle yaklaşır ancak ailesi hep ona karşı kötüdür. Karıştırıldığı kız kaldığı ailede travmalar bırakmıştır ve asla sevilmez. Ana karakter kız da bu önyargıları kırmak için çabalar.
Şimdi hikayeyi biraz tersine çevirsek? Kötü sandığımız o kızın gerçek ailesini bulmasını okusak?
Simay Naz Akgül sandığınız o kötü kız. Bu da onun hikayesi.
🤍
"Yaptığın son şey seni bizden kopardı. Her şeyinle seni kabul etmeye çalıştım ama olmadı! Durmadın, her seferinde daha fazla canımızı yaktın!" diye bağırdı annem. Gerçi artık annem değildi değil mi?
"Ben kısasa kısas yaptım hep! Çocukların bana nasıl geldiyse onlara öyle gittim!" Anlamıyordu. Onların yaptıklarına karşı üç maymunu oynuyorlardı.
"Bu yüzden öz kardeşimizi istiyoruz!" Daha fazla izleyici kalmak istemeyen Çınar annemle arama girdiğinde bakışlarım onu buldu. Öz aileme beni kötülemişti değil mi? Bu yüzden rahattı. "Eşyalarını aldın, defol artık evimizden!"
🤍
"Alışkın olmayabilirsin ancak zamanla alışacaksın." dedi arabayı durdurduğunda. Hemen önünde durduğumuz sarı renkli duvarlara sahip evi gösterdi. "Evine hoş geldin kızım."
"Kızım diyorsunuz," dedim evden gözlerimi çekmeden. Ona benim hakkımda hiçbir şey anlatmamışlar mıydı? Nasıl bu kadar içten ve samimiydi bana karşı?
"Başka ne diyeceğim?" dedi şaşkınlıkla. "Kızımsın sen benim."
"Benim hakkımda size anlattıkları şeyleri biliyorum," bakışlarım ona döndüğünde göz göze geldik. "Bana nasıl güveniyorsunuz?"
"Güvenmiyorum." dedi açıkça. "Ancak güvenmek istiyorum. Bu yüzden söylenen her şeye kulak tıkadım ve seni buraya getirdim."