Çölde ateş yakmak gibi saçma,Serap olduğunu bile bile su içmeye çalışmak gibiydi onların yaşamı.
Kız ona:Sen beni hayata bağlayan tek şeysin,sen benim hayat ağacımsın,geçmişim,geleceğim, şimdimsin dedi.Ve gözlerini sonsuz hayatın açlığıyla kapattı.Ama hayatın ona öğreteceği o kadar çok şey vardı ki ne zaman hayata yeter artık dese daha şiddetli bir artçıyla karşı karşıya geliyordu.
Oğlan ise :Hayatındaki değişikliklere ayak uydurmaya karar verirken hayatının anlamını kaybetmeyle karşı karşıya kalır.
Bakalım gerçekten Birbirlerinin olabilecekler mi?
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...