Bukre'nin sırlarla dolu hayatı, uçakta üzerine kustuğu çocukla değişir. "Aren'in odasının kapısını açacaktım, bu sefer başarabilirdim. Ürkek adımlarla kapıya yaklaştım, kapının soğuk demirini kavradım yavaşça yana çevirdim odaya girdim ben simsiyah bir oda beklerken karşıma sarı ve yeşilin en açık tonlarını gördüm, bunu beklemiyordum. Şaşkınca odaya bakmaya devam ettim çok eşya yoktu, odanın da büyük bir yatak yanında küçük bir şifonyer vardı, başka hiç bir şey yoktu. Ne yapacağımı bilemeden etrafa baktım, şifonyerin çekmecesinin ucunda bir resim görünüyordu. Merakıma yenik düşüp çekmeceyi açtım, sayamayacağım kadar çok resim vardı. Bu resimlerdeki bendim, kaşlarımı çattım, yukarıdan bir resim düştü Kafamı kaldırdım tavanda da bir sürü resim vardı, bunlar bendim! Burada ne oluyor du? Çekmeyi sertçe kapattım, yere bir mektup düştü, üzerinde el yazısıyla "BUKRE'ME yazıyordu. Mektubu açıp bir göz gezdirdim, içinde bir tek kırmızı kalemle" "ARENE ASLA GÜVENME" yazıyordu. 'Sinan GÜRSOY' Babam hayatta mıydı?