Mavi,küçükken çok sevdiğin ama büyüdüğünde hüzne sattığın gamzelerini geri verir sana.
Gözlerde kaybolmuş gülümsemeleri verir sana.
Verir ama hiçbir şey almaz senden.
İşte deniz gözlüm , ben maviyi bu yüzden seviyorum.
"Eğer bir tutkuysa yaşamak ve tutku o mavide kaybolmaksa , mavi tutkularım her seferinde acıyan yaramı tamir edip yüreğimi tekrar geri veriyorsa bana, bir tutkudur maviye sevdalı olmak. Bu yüzden aşığım mavilere,aşığım gözlerine,aşığım yüreğimi her seferinde yüreğine koyan maviye" -Rüzgar Karaer
Rüzgar Karaer
Arya Tuğlu
Duru Uluhan
Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor"
Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın yanında. Alışık olduğum şeylerdi. Bir adamın sevmediğin halde her zerresini biliyorsanız buna bir bok denmezdi!
Kalın ve damarlı penisini çıkarıp birkaç defa okşadı. Bunu yaparken gözlerimin içine bakıyordu.
"Hazır mısın?"
Hazır mıyım? Ben çocuk doğurmaya hazır değilim. Ben anne olmaya hazır değilim. Lanet olası hapı yanıma almamıştım! Ayrıca aklıma nereden gelebilirdi ki dağ başında kocamla sevişeceğimiz?
Erkekliğini girişime yerleştirirken birden içime itti. "Ahh!" Tırnaklarımı kollarına geçirdim. İçimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım, topuklarım kalçalarına değiyordu. Omuzlarına sıkıca tutundum. Terden ıslanmış Saçlarımı gözümün önüne düşerken tek eliyle geriye attı.
"Kartal!"
"Sikeyim! Seni o kadar özlemişim ki!"
"Ahh! Yavaşla!"
"Hayır bebeğim,bu gece sadece benim istediğim olacak"
Omuzlarına tırnaklarımı geçirirken odadaki tek ses tenin,tene çarpma sesleri,ve kısılan sesimden çıkan inlemelerimdi. Sonuna kadar soktuğu aletiyle hayalarının kadınlığıma çarptığını hissedebiliyordum.