Life in Two
  • Reads 235
  • Votes 54
  • Parts 5
  • Reads 235
  • Votes 54
  • Parts 5
Ongoing, First published Aug 04, 2015
"Önümde duran aile albümüne baktım.
Annemle babamın boşandığının en keskin göstergesiydi bu albüm.
Eski hayatım ve yeni hayatım.
Hala bu iki hayat arasında gidip geliyordum aslında.
Bazen babamla New York'da kalmak istesemde kalbim hep annemle birlikte New Jersey'deydi.
Küçükken yaşadığım kötü deneyimler beni böylesine temkinli biri yapmıştı aslında.
Ben kendimi hiçbir yere ait hissedemediğim için bağlanmaktan da korkuyordum.
Ah babam,  ne çok şey götürmüştü hayatımdan.
Sevgi,güven,huzur....
Bu yüzden içten içe gıcık olduğum adama dönüşüyordum bazı zamanlar.Eksiklerimi kapatmak için içiyordum.Kimseye bağlanmamak için, yine boşlukta kalan insan olmamak için aşık olmuyordum.Hayal kırıklığı yaşamamak için arkadaşlarımla arama mesafe koyup duruyordum.
Herkesin olmamı istediği o insan olamıyordum."

Kendiyle mücadele veren bir kızın hayatı.
Adapte olmaya çalıştığı yeni hayatındaki pürüzleri aşmaya çalışıyor Nathalie Joanna Preston.
O annesi için Nathalie, babası içinse Joanna.
İki hayatı olan bir genç kızın, dibe batışının, kavgalarının,aşklarının hikayesi.
Life in Two
-NilB
All Rights Reserved
Sign up to add Life in Two to your library and receive updates
or
#256ergen
Content Guidelines
You may also like
You may also like
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
ALDATMA +18 cover
(+18)Seks Hikayeleri cover
Leyla ile Karabağırlı cover
Rus mafyası / Yarı Texting  cover
Yazgının Oyunu cover
Yirmi Dokuz cover
Takıntı cover
KÖYLÜ GENÇLER (+18) cover
Zeytin Dalı cover

Lafügüzaf

25 parts Ongoing

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.