Arkamı dönmemle duvara dayanmış olan ve beni kurtarmak için dayak yemiş bulunan çocukla göz göze gelmem bir olmuştu. Çocuk hafiften sırıtırken dayanmış olduğu duvardan kendini çekti ve bir adım yaklaşıp konuşmaya başladı.
"Güzel vuruyorsun."
"Seni ilgilendirmez."
"Spor filan mı yapıyorsun?"
"Sanane."
"Ayıp oluyor ama. Sonuçta seni kurtaran bir çocuk var karşında."
"Banane."
"Adım Çağan."
***
'Adım Çağan'...
İşte bu cümle ile başladı onların hikayeleri. Tek bir cümle ile başlayan bir hayat, tek bir cümle ile bitebilir mi? Peki kısa görülen bir yaşam, sonsuz olabilir mi? İki kişinin arasında geçen bu konuşma onların kabuslarını hem başlatıp, hemde bitirmişti. Bu masal tadındaki kabus hem gerçek hemde sahteydi. Belki kısaydı ancak her zaman devamını getirdi.
Sizin de kafanız karıştı değil mi? Bir hikayede bu kadar tezatlık fazla geldi belki. Ama bu hikaye imkansızın peşinden giden bir serüvendi. Çabuk biten hayatlara karşı yeniden doğanların hayatları, asla bırakmam diyenlerin bir süre sonra vazgeçtikleri aşkları ve... Yeniden yok olan umutların tekrar tekrar doğması. Belki de bu hikaye siyah ve beyazın değil, kırmızı ve mavinin aşkı.
Gerçek ailem temasını işleyen fakat klişelerden uzak, yetişkin içerikli bir kurgudur.
Bir sabah aldığı mesaj ile kendisine yabancı olduğunu ve ailesinin öz çocuğu olmadığını öğrenir. Gerçek ailesini bulmak için çıktığı yolda; saklanan gerçeklerle, gizli sırlar ve dönen kirli oyunlar ile yüzleşir. Hiçbirinin bir kişiyi değil, birkaç aileyi birden etkilediği bu tehlikeli oyunda nerede konumlanacağını bilemez. Kendisini yıllardır büyüten ailesinin tarafında mı olmalıdır yoksa kendisine bir ömür hasret kalmış ailesinin tarafında mı olmalıdır? Bu sorunun cevabı için Burçe Melinda'nın hayat hikayesine ortak olmaya hazır mısınız?