*Bu kitap her dört saatte tecavüze uğrayan bir kadın için yazılmıştır.* "Senmişsin benim mutluluğum. Benim kayboluşlarım, mahvoluşlarım. Sendin beni bulan, kendimi bulmamı sağlayan. Yine sendin beni ışığa çeken, karanlığın korkunç kalbinden söküp çıkaran. Ben seninle aydınlandım, seninle temizlendim zehirlerimden. Şimdi yine beni bir başıma mı bırakacaksın bu cani dünyada. Tam da birbirimizi bulmuşken." Sesi tedirgin ve endişeliydi. Yalnız kalmaktan çok onu kaybetmekten korkuyordu. Onu öldürebilirlerdi. Çünkü aslanın inine girmek istiyordu. "Benim güzel çiçeğim. Açelya'm. Senin gibi binlerce çiçek açarken sen farklısın. Sen bana aitsin. Hiç kimse bizi ayıramaz. Ayıramayacakta." Yine de korkuyordu. Bu dünyada ayrılığı da görmüştü. İçlerinde en acı verici olanı oydu. Ayrılık yabani otlar gibi bir anda etrafınızı sarar ve sizi yalnızlığa iterdi. Ya biricik çiçeğini o yabani otların arasında göremezse? O zaman onun yabani otlardan ne farkı kalırdı? ... Henüz ufacık bir çocukken tecavüze uğrayarak hayatının ışığı elinden zorla alınan Açelya mutsuz bir çocukluğun gölgesinde oradan oraya savrulur. Kanlarındaki bu lekenin temizlenmesine inanan büyük ailesi onu öldürmek için peşine iki adam takar. Son kaldıkları yerde sonunda arkadaş edinebilen Açelya'yı burada da bulurlar. Ancak bu sefer sadece arkadaşlarından değil ailesinden de ayrılmak zorunda kalıp yeni bir başlangıç yapar. Geçmişin kirli pençeleri ise asla peşinden ayrılmayacaktır... 20 Temmuz 2015 ©Tüm hakları saklıdır.
3 parts