Bir şeyler eksilmiş yüzümden,
hırçınca koparmışlar,
ağzımdan gülümsemeleri.
Bir Cuma akşamı,
dudaklarımdan damlayan kanların seslerinde,
senden ödünç bir ses istiyorum,
kiralık bir soluk..
Bana uzatamadığın elinin her karşılığında,
sana bir şeyler uzatacaklar,
her iki ellerine..
Ağza alınmayacak,
kadar çok sevmiştim oysa ben seni..
Bükülmüş bir belden doğruluyorum,
güneşe doğru,
sakatlanmış gecelerimden,
sek seke geliyor,
çocukluğu kaçırılmış düşlerim.
Tanrım!
Beni rehin al,
ama cemâlini gösterme cehennemin,
yakma beni.
Ruhumu bir nefes gibi al,
ve sakla beni bu evrenden.
Tanrım..
Ben bir daha acıya sobelenmek istemiyorum!
...
Bir şeyler eksilmiş hayatımdan,
sen değil.
-Ki sen eksilmezsin benden.
Sen bende bir bütün iken;
gitsen,
eksilmem,
yok olurum aniden.
Gök evlat edinir yüreğimi,
şimşekler perişan ederken kirpiklerimi,
bir bulut gibi gözlerim,
dolar,
dolar,
semtine yağarım..
O vakit anlarsın;
•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•
Zehra Ahmedova & Mehmet Can Eyican.
Adam kucağında taşıdığı kadını yatağa bıraktı. Gecenin soğuğunda incecik geceliğiyle kaçmaya çalışan kadın titriyordu. Kimi kandırıyordu ki titremesinin sebebi soğuk değildi. Onun korktuğunu biliyordu. O sırada adamlarından biri istediği su ve bezi getirdi. Kadının önünde eğilip ayağına dokundu. Kadın ateşe değmiş gibi kaçmaya çalıştı ama onu ayak bileğinden tutarak buna engel oldu. Bezi ıslattı ve Zöhre'nin kaçarken yaraladığı ayağının altındaki kanı silmeye başladı. Canı yanan kadın hızla nefesini içine çekti ama konuşmadı. Yüzüne bakmıyordu.
''Neden kaçtın Zöhre?'' Cevap yoktu. ''Ayaklarını yaralamışsın.'' Kadının ayağına sürülen bez canını yakıyor olmalıydı. Ayağını çekmeye çalıştı ama Doğu izin vermedi. ''Kalbinin zayıf olduğunu biliyorsun.'' Dedi. ''Bunu sana sürekli hatırlatmam mı gerekiyor? Öyle koşmayı kaldırabilecek durumda değilsin. Kendine zarar veriyorsun. Bunu yapmandan nefret ediyorum.''
Fütade: Mübtelâ, tutkun, biçare, zavallı, düşkün, aşık.
!!!FÜTADE adıyla yazılan ilk kitaptır.!!!