Burası benim, tek tek yazdığım cümleler, kelimeler, harfler beni temsil ediyor. Hepsini düzenli bir sırada birleştirdiğimde benim hayatım, benim düşüncelerim, benim kararlarım ortaya çıkıyor. Ben burada gerçek hayatımı, olayları anlatıyorum ve bundan dolayı benden bir peri masalı beklemeyin. Hiçbir şey tahmin ettiğiniz ya da tahmin ettiğim gibi değil... aslında pek bilemiyorum öyle de olabilir ama tek bildiğim burada yani benim dünyamda hiçbir şey kesin değil. Attığım hiçbir adım sağlam değil ve ayağımın altındaki yer kırılıp o sonsuz boşluğa düşerse bende düşerim. Belki başka diyarlara kapılar açılır ama bilemiyorum. İşte sorun da burada başlıyor, bilemiyorum. Zor zamanlar geçirdim, yaşamımın yoğunluğuna ara vermek zorunda kalıyorum. Neden yazıyorum bilmiyorum, galiba içimi birine dökme vakti geldi. Kendimi ilk kez anlatıyorum ve biraz tedirginim. Bu güne kadar kimseye içimi dökmedim... biri dışında. Zaten o öldüğünde böyle değiştim bir nevi hayatım kaydı diyebiliriz. İçimde bir korku var, hiçliğe düşme korkusu. O öldüğünde ben hiçliğe düştüm ve o günden sonra korkak, ürkek, çekimser oldum. Tekrar korkuyorum çünkü tekrardan kendimi anlatıyorum, tekrar hiçlikte olmak istemiyorum, duygularınız alınmış gibi, düşünceleriniz yok gibi. Evet, sağlıklı bir şekilde yaşıyorsunuz ama sadece bedeniniz böyle, peki ya ruhunuz? Hiçbir şey hissedemiyor oradayken. Kendimi ilk defa anlattığım için biraz zorlanıyorum, anlatamıyorum. Bundan dolayı beni bağışlayın. Bu arada ben hikayeme kaldığım yerden devam edeceğim, şu andan yani. Geçmişim çok boş, sıradan genelde o hiçlikteydim. Beni, Feyza kurtardı. Geçmişime baktığımda... Ah, bakmak istemiyorum. Olayların gidişatını da bilmiyorum. Sadece yaşıyorum ve size anlatıyorum, eğer yine anlatacağım şeyler olmazsa işte o zaman size o acı günlerimi anlatabilirim.