Üzgün gözlerle bana yaklaştı. Büyük ihtimalle bana acıyordu, bu şu an elim kandan kıpkırmızı olmuşken çok önemsediğim bir şey değildi.
"Yardım edeyim sana," diye mırıldandı belli belirsiz. Göz teması dahi kurmadan onu itmekle yetindim.
"Neden herkese karşı sınır koyuyorsun? Sen karanlıktan korkuyorsun Burçak, nasıl böyle iyi rol yapabiliyorsun?" Sesi tüm odayı kaplamıştı sanki. Beynimdeki çığlık seslerini duymazdan gelmeye çalışarak cevap verdim.
"Karanlık, benim ve bu yüzden korkuyorum. Ben en çok kendimden korkuyorum."
--
Ya hayatınızın en dibinde gibi hissederken gün geçtikte yeni çukurlar keşfederseniz? Karanlık oyunlar, sahte sözler, gereksiz davalar.
Burçak buydu işte, siyahın daha tehlikesi.
Karanlığın hikayesine hoşgeldiniz.
|| Karanlığın dibe sürüklenme hikayesi||
|| Mardin'den Kaçış Serisi: I ||
* Kurgu ve isimler değiştirildi.
"Bazen evler, dört duvar olmaz."
Kadın küçücüktü fakat adamın kalbinde adamdan bile daha daha büyük bir yer kaplamıştı.
Bunu kabul edemiyordu adam. Kırıyordu döküyordu ama bunu kabul edecek kadar cesareti yoktu.
Çünkü karşısında gördüğü küçücük kızı hayatına alırsa onun tüm masumiyetini, içinde sönmeyen ateşle yakacaktı.
* Cinsel içerikli sahneler vardır.
*Kapak tasarım şahsıma aittir *