Hayal,adı gibi hayallerinin peşinde koşarken amansız bir maceranın içinde bulmuştu kendini bir sabah kalktığında.Tanımadığı bu oda;dün gece uyuduğu odaydı.Üstünde ki bu pijama;yaptığına çoktan pişman olmuş,ama vazgeçmeyeceğini düşünürken giydiği pijamaydı.
O sadece hayalleri uğruna savaş veriyordu.Bu eve gelmişti,çünkü patronunu gözüne girmesi,ona güvenmesi gerekti.Eğer ki başarabilirse kendisini muazzam bir gelecek bekliyordu.
Ama bilmediği bir şey vardı Hayal'in.
50 yaşlarında sandığı patronu Soner Bey;29 yaşında yakışıklı mı yakışıklı,otoriter mi otoriter bir herif çıkmıştı.
Ne kadar kendini kaptırmamaya çalışsa da bir akşam bütün her şey tepetaklak olmuştu,dudağının üstünde hissettiği başka bir nefesle.
O,o gece o adama ne denli aşık olduğunu anlamıştı.
O,o gece çıkmaz bir sokağa girdiğini fakat geri dönmek için çok geç olduğunu anlamıştı.
Onun için o gece yeni bir çağ başlamıştı; Aşk rüzgârının estiği,sevinç nidalarının kulaklar da yer bulduğu bir çağ.Aşkın,mutluluğun çağı.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."