Gözlerini yerden kaldırıp gözlerime baktı. Üzerindeki takım elbisesi her zamanki gibi simsiyahtı. Yüzünü tam kaldırmadan gözleriyle gözlerimi okşadı. Gülümseyişi önce beni ele geçirdi sonra kalbimi. Elinde tuttuğu kırmızı gülü bana uzattı. Gülü kavradığımda plastik olması dikkatimi çekti. Gözlerimi gülden ayırıp gözlerine baktım. Bir adım daha atıp iyice yaklaştı bana. O, dünyadaki tüm çiçeklerden güzel olan kokusu doldu burnuma. Gülümsedim.
''Aşkım bu plastik.''
Gülümsedi. Dudağının kenarında oluşan çizgiler, gözlerinin kısılması, anlının gerilmesi, her şeyi beni yaşama bağlıyor, günden güne yaşamam için muhtaç olduğum pembe hayalleri canlandırıyordu. Tanrı biliyor ya bu adam bana gökyüzünden gönderilmişti. Bu adam beni hayata bağlamakla görevlendirilmiş bir melekti. Bu adam beni 'ben' yapan tek sebepti.
''Evet plastik Demi.''
Daha da gülümsedim.
''Ama neden?''
Eliyle yanağımı kavradı ve okşadı. Gözleri beni eritiyor damla damla onun kalbine damlatıyordu.
''Ben senin buruk gülümsemene dayanamazken bu çiçeğin solmasına nasıl izin verebilirim?''
Gülümseyerek gözlerimi yere indirdim. Yüzümdeki elini çekmeden ona bakmamı sağladı.
''Bu çiçek solana kadar seninleyim. Bu çiçek solup, ölene kadar Demi.''
Kollarımı belinden geçirip ona sarıldım. Elleri saçımı okşarken ona sadece onu sevdiğimi fısıldadım. Plastik çiçeklerin solmadığını bilerek fısıldadım.. Her plastik çiçeğin bir gün solmadığını ama çürüdüğünü bilerek sarıldım.
Ve adım gibi emindim. Bu çiçek bir gün çürüyecek ve bu hayattan bir yıldız kayacaktı.
Ona sevildiğini fısıldıyorken bir gerçek sardı vücudumun dört bir yanını.
Bu çiçeğin bir gün çürüyeceğini ikimiz de biliyorduk.
#İlk Türk Dilmer Fanfic Hikayesidir.
Siz: arkdşlr ben dün hwnginzle yiyıstim
Gönderildi (16.44)
Herkes tarafından görüldü (16.50)
Siz: Ee haNİ CEVAP
Gönderildi (16.52)
Herkes tarafından görüldü (17.08)
Siz: hay aq