Hayat bir garip sahne, ne oyunun başlangıcında söz sahibisin ne de bitişinde. Sadece sana verilmiş olan bir rolü oynamaya çalışıyorsun. Kimileri hakkını veriyor bu oyunun, kimileri ise sadece oynamış gibi yapıyor. Ben Neresindeyim bu oyunun bir türlü karar veremedim, başrol mü yoksa figüran mı. Bazen kendimi dev aynasında görüyorum ve bu oyun ben olmazsam asla olmaz diyorum bazen ise sen kimsin diyorum bu oyunun küçük bir parçası.
Yani senin anlayacağın ne olduğuna ve kim olduğuna karar verememiş biriyim ben.
İşte bu yüzdendir ki hayatım hep güzellikleri kaybetmekle geçti. Bazen gül bahçesinde dikenlere sarılıp gülleri görememiş, bazen ise yalancı rüzgarlara kapılmış gitmişim.
Evet anladım bunu ama iş işten geçip gözümün önünden kayıp giden tüm güzelliklere birer yabancı olduktan sonra...
Hani insanın elinde bir şans olsa ve yeniden yaşayabilse geçmişin hatalarından arınabilme imkanı olsa o zaman aşka uzaktan bakmayıp doyasıya yaşayabilirdim.
Şimdi diyeceksin ben bu hayatın neresindeyim
17 yıl boyunca acı çekmiş Aren ve onu arayan 6 adam ama hem mafya hemde Mardinde saygı görülen bir aşiret ağası
Peki Aren bunlarla başa çıkabilekmi?
Bu 6 adam aren'in bütün yaralarını
sarabilecek mi?
Hem klasik hemde klasik olmayan bir aile kurgusu ama bu sefer kız değil erkek
+18 yoktur!!