Henüz yirmi yaşında, sonsuz karanlığa hapsolmuş bir kız. Adı gibi mavi umutları olan, tek başına verdiği mücadelede yenilmemeyi öğrenen Gökçe. Bir trafik kazası, koca bir hayatı karanlığa boğabilirdi fakat gökyüzü kadar mavi olan hayalleri yok edemezdi.
Eğer yirmi iki yaşında, kimsesiz bir yetişkinseniz yalnızlık ağır gelebilir. Güney, kötü arkadaş çevresinin kurbanı olup, bağımlı yaşadığı bu hayattan kurtulmak isteyen bir delikanlı. Geçmişte yapılanlardan pişman olmak, hiçbir şeyi geri getirmezdi.
Yalnızlığa mı alışılmıştı, karanlığa mı? Bir genç kızın hayalleri, ona unutamayacağı acılar yaşatıp, hafızasından silemediği bu adamın ellerinde olabilir miydi?
Maviye aşıkken, siyah sevilmezdi.
Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız.
O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi.
⏳
"Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça.
"Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."