Hiçbir sınır tanımayan, insanların, toplumların ve devletlerin kaderini yazmaya kalkışan köklü bir ağ.. Bu ağı ayakta tutan meşru ve gayrı meşru sistemler ve bu sistemlerin fedaileri.. Şirketler, bankalar, devletler, fedailer, teröristler, siyasi kahinler, yöneticiler, askerler, istihbarat örgütleri, kara para, karanlık örgütler, hanedanlar, uşaklar, sadıklar, hainler ve aldatılmışların güç ve iktidar mücadeleleri arasında şekillenen bölgesel ve küresel projeler.. Bütün bunlara kendi yöntemleriyle kafa tutan ve kadim bir yapının son temsilcisi konumunda olan genç bir insan. Dünyayı kuşatan kötücül yapılar ve onların temsilcileriyle kanlı bıçaklı bir egemenlik mücadelesi.. Şiddet, savaş, kan, intikam, hırs, ihtiras, kin, öfke ve tüm bunların içinde kendine yer bulabilmiş tertemiz bir sevda.. Vatan sevgisi, insan sevgisi, evlat sevgisi.. Çetrefilli ve girift bir ilişkiler yumağı içerisinde yaşanan sürprizler, çekişmeler ve savaşlar..
Kod adı: Metin Güven.
O bir "Dokunulmaz."
"Alçin..." İsmimi nerden biliyordu bu kız? "İkizim, sen mi geldin? Göremiyorum, görmem gerekmez mi? Beni yanına almaya geldiğinde bile bana gözükmeyecek misin?" Bu kız neyden bahsediyor? "Annemde yanında mı? Bazen göremiyorum, sizin öldüğünüz günden beri oluyor. Beni bu adamlardan korumak için beni almaya mı geldin?" Bir kaç saniye gözlerim onda oyalandı. Ala'nın sesi bizi kendimize getirdi. "Alin hanım, biz Türk askeriyiz. Bir yaranız var mı? Gözlerinize mi zarar verdiler?" Ala'nın sorularını eş geçti kız. "Alçin burada değil mi? Ölmedim mi? Nasıl olabilir ki, kokusunu aldığıma eminim!"
...