Gülmeyi bilen birisiydi o aslında gerçekten gülüşünün değerini verebilen kişilere içtenlikle gülümserdi bazen ise yalandan gülümserdi mecburiyetten olsa gerek. Damarına basıldığı zaman annesi ya da babasıymış dinlemez, ustalıkla hak edileni yerine getirirdi. Ailesine hele ki kardeşlerine olan bağlılığı gözle görülmeye değer cinstendi. Erkeklerle ilişkisi arkadaştan öte olduğunda, sonucu da hüsranla bitmişti.Şimdilerde kalbini kimseye açmaya niyetli değil. Peki onu olduğu gibi seven birisi çıksa yine de açar mı? ****** "Verilen sözler bazen tutulmaz." dışarıya doğru nefesini kuvvetli şekilde üfledi.Sigara dumanı yüzüme çarptı, burnumu kıvırdım.Elimle sağa sola götürdüm dumanı yok etmek istercesine. "Ben her zaman sözümü tuttum, bunu da tutacağım."diyip yandaki banka oturacakken diğer eliyle oturmamı engelledi. Ve konuşmaya başladı. "Dilin böyle söylese de..." durdu "Gözlerin hele ki..." elindeki sigarayı yere atıp ayağıyla vurarak ateşini söndürdü. Daha sonra elini kalbimin üzerine koydu. "Kalbin... Kalbin böyle söylemiyor ama." dedi sakince. Nefesimi hissedemedim gibi oldu bir an.Bulunduğum durumun farkına varıp bir adım geri çekildim, ardından boşta kalan elini çekti ve hızlıca arabaya doğru ilerledim. "Sen öyle san! Tutacağım ve bunu da sana ispat edeceğim!"dedim. Böyle bir şey olamazdı, ona yenik düşemezdim.Ben asla izin vermezdi buna. Ardından oda sürücü koltuğuna gelip oturdu. "Büyük bir zevkle bunu görmeyi bekliyor olacağım." keyifle söylerken arabayı park halinden çıkartıp ana yola sürdü. "Ben sözümü tutarım tutmasına da, SEN, bensiz olamazsın."aniden frene bastı.Emniyet kemerimi tahtığıma şükrettim yoksa arabanın camına yapışmıştım. Üzerindeki keyifli hali ortadan yok oldu şaşkınlıkla gözlerini bana çevirdi. " Bu da ne demek şimdi??"