Duruyorum bazen.. Öyle bir dalıyorum uzaklara, gözlerimden akan ıslaklıkla irkiliyorum. Yanaklarımdan süzülen, tuzlu bir tat veren kurumaya yüz tutmuş gözyaşlarım..
Daldığım diyardan mülteci olarak ayrılıyorum. Ya da sürgün ediliyorum yüreğimin müebbet yemiş zindanlarından. Bilmiyorum açıkçası.! Haykırışlarımın, yangınlarımın, sevda türkülerimin hangi diyara durak olduğunu kestiremiyorum artık.. İçim böyle ağlamaklı bir hâl alıyor. Bilmem, bilir misin bu ağlamaklı hallerimin beni dar ağacında kaderine mahkum edilmiş çaresiz köle misaline çevirdiğine?
Tüm bunlara rağmen dalgınlığımın yanı sıra susup gökyüzüne kaldırıyorum başımı,önce derin bir nefes alıyorum. Açıyorum avuçlarımı semaya. Seni diliyorum yaratılmışların sahibinden, seni istiyorum bir dilenci misali. Dualarımda seni isterken Rabbim den şükrediyorum bu aşka nasip olan virane gönlüm için.
Allah a uzandığım yolum, sevdiğim, sevdamın soluğu 'Dua diye yüzüme sürüp öpüyorum avuçlarımdan'.. Emanet ediyorum Rabbime Helalimi..