Kız çevirdi başını penceresinden tarafa. Gökyüzünde 4 tane yıldız vardı. Penceresinin yettiği kadar görebildi. Doğru ya ne kadar da uzun zaman olmuştu yıldızları izlemeyeli. Yıldızları sevmezdi diğer birçok şeyi sevmediği gibi. Gereksiz olduğunu düşünürdü. Sanki aşk pek gerekliydi ya evrene. Temiz havayı soludu önce sonra bir sigara yaktı yine, ciğerlerini karartmak için. Sonra çekti perdeyi başını koydu yastığına sanki ufak bir ışık girse uykusu kaçacakmış gibi sıkı sıkı kapattı her yeri. Tüm renklere rağmen onun dünyası zifiri karanlıktı. Yalnızlık onun en büyük ve tek eğlencesiydi. Siyah seven derlerdi ona. Siyah pantolonları, siyah saçları, siyah ojeleri. Dünyası kadar kendisi de siyahtı. Bütün bunlara tek tezat yemyeşil gözleriydi. Uzun siyah saçları ve ince sert çizgili yüzüne inat yumuşacık su gibi bakan yeşil gözler. Hiç kimse onu gülerken görmemişti. En azından bi tebessümle bile. Neydi onu bu denli hayata küstüren?