Merhabalar; ben, dünkü çocuk, ben. Selamlar, ben dünkü çocuk.
Şuan bu satırları minicik bir odada, sütlü kahverengi bir çalışma masasının üzerinde, elimde yeşil, uçlu bir kalemle yazmaya başladım.Evet uçlu kalem. Hikayemin her satırını, harfini tek tek klavyede değil kağıda yazacağım. Sonra nasıl yazılırsa, nasıl çoğaltılırsa eyvallah. Ama önce kalemle kağıda yazacağım..
20 yaşıma geldim ben, yeni mezun oldum üniversiteden. Hala oyuncak ayımla uyurum, zamanında yeteri kadar yalnızlığı öğrenmişsen, "Birine sarılmak nedir?" bunu merak ederek büyür insan. İçinde biriktirdiği ne varsa.. Acı, mutluluk, korku, sevinç, hüzün ve ya dert; her ne varsa bunlarla çoğalır insan. Bazıları kaskatı kesilir, bazıları çok mutlu olur, bazıları da işte benim gibi ne bok yediğini bilmeden yaşar gider. Her neyse...
Şikayetçilik oynamak değil konumuz. Ben en çok okuduğum kitabın yazarını merak ederim.. Hikayeden çok, karakterlerden çok
yazarın ta kendisini.. Hadi başlayalım..